tag:blogger.com,1999:blog-192047702024-03-14T14:49:14.892+03:00Fuliyama DancerFuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.comBlogger470125tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-87812616502836328792023-12-19T14:45:00.002+03:002023-12-19T14:45:23.764+03:00Ötesi<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1UIHPbgR8RSOnpuqh8sau8F8j8KJ32JWdbvFCIKsQRiF-z7WD6sLkJQumdb-KvoZAxCmGZ6K1yHnmomLN8cAz5uK-GM9tSvm7guqNUEAP5_r8oNW_lqF78aNbFgy_S3Vaoa2LCEJSHsr38eaNZlMnmmb-YTpZ436PJzakz5om1IjedTQDvF3E/s3024/033019D3-986D-4AB2-B0F7-56CB0A339CCC.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1UIHPbgR8RSOnpuqh8sau8F8j8KJ32JWdbvFCIKsQRiF-z7WD6sLkJQumdb-KvoZAxCmGZ6K1yHnmomLN8cAz5uK-GM9tSvm7guqNUEAP5_r8oNW_lqF78aNbFgy_S3Vaoa2LCEJSHsr38eaNZlMnmmb-YTpZ436PJzakz5om1IjedTQDvF3E/s320/033019D3-986D-4AB2-B0F7-56CB0A339CCC.jpeg" width="320" /></a></div><br /><p></p><p>Öteden beri, en azından çocukluğumdan beri, bu yaşamda deneyimlediklerimin ötesinde bişeylerin olduğu hissi ile, var oldum. Hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Hep daha derinde, daha ötede, bir şeyler vardı. O şeylere ulaşma tutkusuyla hareket ettim çoğu zaman. Görünen ve bilinenle değil, görünmeyen ve bilinmeyenle muhabbet etmek içindi, yoldaki her adımım. Görünen ve bilinen sadece birer kılıftan ibaretti. Ötesi ise, asıl olan. Kolay değildi asıl olanla karşılaşmak. Korkutucuydu çoğu zaman. Bazense, büyüleyici. Ama en zoru da, onu görsen bile, algılayamama riskini taşımandı. İşte tam da bu noktada, algılayabilmenin sırrı gizliydi. Anlayabilmenin sırrı: Değişim. Zihninin eskiye ölüp, yeniye doğması. Tutunduklarını, alıştıklarını, bildiklerini bırakıp, bilinmeyene alan açabilmesi. İşte bu yüzden, her gün, merakla ve şefkatle oturmaya gayret ediyorum. Zihnimin derinlerine. Kalbimin içine. İçimdeki ötesi ve ötekinin barındığı yere. Görünür olan, bir ipucu vermeye devam ederken bakana, sadece oturana açılır “ötesi” nin kapısı, belki de...</p>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-51457202650888126662023-12-14T15:57:00.002+03:002023-12-14T15:57:57.441+03:00Geri Çekilip Bakmak<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8hcJlqNyYzSMrAbtNFNfj1r-i03wUe2y7tZpfGQFAAdOsaYZ9r1QR35W_zRxMFjOTjhHKZN8VYlJoCUZeuth310KNV_0gK6HK1jZg5TNfhpMvSxQGr2j9qJTj4yiwyTfNOhmw35TC9ASA50Z49BP83Cwq_O8__AaW83oc0p88LGQ290aT5b81/s3024/12605743-40B7-4393-9669-054E03507543.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8hcJlqNyYzSMrAbtNFNfj1r-i03wUe2y7tZpfGQFAAdOsaYZ9r1QR35W_zRxMFjOTjhHKZN8VYlJoCUZeuth310KNV_0gK6HK1jZg5TNfhpMvSxQGr2j9qJTj4yiwyTfNOhmw35TC9ASA50Z49BP83Cwq_O8__AaW83oc0p88LGQ290aT5b81/s320/12605743-40B7-4393-9669-054E03507543.jpeg" width="320" /></a></div><br /><p></p><p><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px;"><br /></span></p><p><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px;">Bazen geri çekilip bir bakmak gerekir. Çevrendeki insanlara. İçinde bulunduğun ortamlara. Ve kendine. Sakin bir manzarayı izler gibi, sükunet içinde durmak. Ve sadece bakmak. İyice bakmak. Derinden. Müdahale etmeden. Karışmadan. Hiçbir hamle yapmadan. Geriden izlemek olan biteni.</span><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px;"> </span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px;"><span class="s1">Kolay iş değil elbet, sürekli hareket eden zihnin, sükunetle olan biten gözlemlemesi. Dahil olmadan, öylece kalabilmesi. Çünkü o hareket ettikçe var, hareket ettiği sürece var. Zihinsizlik, o hareket eden zihni de, hareketsizce gözlemleyebilmek belki de. </span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px;"><span class="s1">Zihnin ötesi de var böylece. Sadece bunu hatırlayabilmek mesele. </span></p>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-35319839907845395542023-11-28T23:25:00.002+03:002023-11-28T23:25:53.617+03:00Arkana Bakma<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEMV-OJITp_03NHW1FwpQmgeHQzz7Ok6fzDm-8cbwAXRGnSO7ok1LA_9tyETz28inXcnLDkj993JxSV5QcRQueIm2kOBkNJDbVvobp_k7k1CTxutgLB-W2z5UApgaTYRPvRDw06RdpNLWGXTmVj_ItaMRBEub8vEVP-AtiBWdh9-0ZjJH64EBH/s1308/BF9DAE3A-33F5-423A-A2A9-3637757F4C6F.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1308" data-original-width="736" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEMV-OJITp_03NHW1FwpQmgeHQzz7Ok6fzDm-8cbwAXRGnSO7ok1LA_9tyETz28inXcnLDkj993JxSV5QcRQueIm2kOBkNJDbVvobp_k7k1CTxutgLB-W2z5UApgaTYRPvRDw06RdpNLWGXTmVj_ItaMRBEub8vEVP-AtiBWdh9-0ZjJH64EBH/s320/BF9DAE3A-33F5-423A-A2A9-3637757F4C6F.jpeg" width="180" /></a></div><br /> <span class="s1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px;">Gün gelir, bir eşik atlama anının daha, önünde bekler durur insan. Bazen kısa, bazen bir ömür sürecek kadar uzun bir andır bu. Ve bu eşiği geçmenin tek bir koşulu vardır. </span><span class="s2" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px; font-style: italic;">Arkana bakmamak</span><span class="s1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px;">. Sadece bu şekilde, bir boyuttan diğerine geçir yapılır. Bir idrakten diğerine...Bir varoluştan diğerine...Ve bu, insan için hiç de kolay bir iş değildir. Zira sadece kendi çocukluğunu değil, atalarının çocukluğunu da taşır sırtında. Geçmişin düğümlerini çözebilmek uğruna. Oysa unutmuştur ki düğümü çözebilmenin tek yolu, arkana bakmadan yola devam edebilmektir. Arkana bakmamak, geçmişi yok saymak değildir. Onun önünde saygıyla eğilip, öğretilerini kalbine mühürleyip, yüzünü önüne, şimdiki ana, ve onun içinde saklı olan geleceğe çevirmektir. Kolay olmayan bu yolda, bazen tanıdık bir rüzgar eşlik eder insana ve onu hafifçe eşiğin diğer tarafına doğru iter. Bazense insan, türlü badirelerden geçip eşiği atlamaya hazır hale gelir ve kendi cesaretiyle atlar eşikten. Ama eninde sonunda bunu yapabilmesinin yegane koşulu, ne olursa olsun, arkasına bakmamasıdır....</span><p></p><p class="p2" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; min-height: 20.3px;"><span class="s1"></span><br /></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: 17px; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px;"><span class="s1">İnsan olma yolumdaki tüm eşiklere ve o eşikleri atlamama yardım eden tüm eşlikçilere sevgiyle...</span></p>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-34545850370447365332023-11-26T16:24:00.002+03:002023-11-26T16:24:33.974+03:00Tüm “sıradan” insanlara...<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNVbas3MlcU4Jg0DD4es9Djj4KrfBInloT7LKe8mmf22FftRDRyR5xV8PY_pik-OCExdZ5jp02avVjsBsoyJS0hVPKwjPesj3WgQeL_rqJM1PkH1RDL5-8qaQVQBl2kvwC6D5mN5IMypF3dc28c8zc1Yg3yd_VBu6Sl7hhl1gCIuMPJQyZHDtp/s1002/347B7EDA-BD18-442A-9D48-610BA61B8571.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1002" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNVbas3MlcU4Jg0DD4es9Djj4KrfBInloT7LKe8mmf22FftRDRyR5xV8PY_pik-OCExdZ5jp02avVjsBsoyJS0hVPKwjPesj3WgQeL_rqJM1PkH1RDL5-8qaQVQBl2kvwC6D5mN5IMypF3dc28c8zc1Yg3yd_VBu6Sl7hhl1gCIuMPJQyZHDtp/s320/347B7EDA-BD18-442A-9D48-610BA61B8571.jpeg" width="180" /></a></div><span style="caret-color: rgb(69, 69, 69); color: #454545; font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: 17px; text-decoration: -webkit-letterpress;">Kimi insan vardır, içindeki cevherin ne zaman ve kime görünür olacağı kestirilemez. Böyle bir insan, kimseyi zorlamaz. Görünür olmak için çabalamaz asla. Hiçbir beklentiye girmez de. Sadece sıradan görüntüsünün altında, olduğu gibi olmaya devam eder sakince. Şefkatini baki tutar içinde. Konuşmaktansa, dinlemeyi, anlatmaktansa anlamayı tercih eder çoğu zaman. Ve bir gün, beklenmeyen, ama tam da olması gereken bir anda, sadece bakmasını bilene, görünür onun hakikati. Ta ki sıradanlığın perdesinin ardına, yeniden gömülene dek. Okyanusta batıp çıkan dalgalar gibi, bir görünür olur, bir görünmez. Bakana göre değişen ve sürekli akışta olan bir ritim saklıdır varlığında. Yine de özünde, şaşmayan, değişmeyen ve köklenmiş bir güç bulunur öteden beri taşıdığı. Böylece, zamanı geldiğinde, bu güç, ışık tutar kaybolanlara. Yanıp sönen bir deniz feneri misali...</span><p></p><div style="caret-color: rgb(69, 69, 69); color: #454545; font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: 17px; text-decoration: -webkit-letterpress;"><br /><div>Hayatımdaki tüm “sıradan” insanlara...</div></div>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-77492691596865311732023-11-04T19:20:00.007+03:002023-11-04T19:35:21.480+03:00Fu (Japonca Rüzgar)<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghKOZyo_0cZUJmGzqGO2CV0YlIiW_Jc_KaUZicQx58qQg21k3_M-6KELReUmYBHUBDcn0uV8cjakHBgtll_vwk8yOpXccbVrbegDPIIlcqW90EwWbhYZpDAbwCqtAgFG054wSu16I4bi2bojoiZ34XIM8NLOSPl_UfR83catkGs_seqRpUTEiO/s1866/Irish%20Fu.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1317" data-original-width="1866" height="372" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghKOZyo_0cZUJmGzqGO2CV0YlIiW_Jc_KaUZicQx58qQg21k3_M-6KELReUmYBHUBDcn0uV8cjakHBgtll_vwk8yOpXccbVrbegDPIIlcqW90EwWbhYZpDAbwCqtAgFG054wSu16I4bi2bojoiZ34XIM8NLOSPl_UfR83catkGs_seqRpUTEiO/w526-h372/Irish%20Fu.jpeg" width="526" /></a></div><div> </div><div>Uzak diyarlardan masallar getirir rüzgar. Hiç tanımadığın, bilmediğin insanlara dokunup gelmiştir buraya. Onların tenlerini bana aktarır adeta. Yüzlerini hiç görmesem de, isimlerini hiç bilmesem de, benden önce onlara dokunmuştur. Benden sonra, başkalarına. Belki de bu yüzden çok severim rüzgarı. Varoluşla bağımı tensel olarak koruduğu için. Yine de, sadece tenime değil, tüm duyularıma dokunur rüzgar. Hiç göremeyeceğim diyarlardan kokular getirir bana. Hafızamda görüntüye dönüşen anıları canlandırır bir dokunuşla. Bir de sesi vardır ki, tüm mırıldanmaları, haykırışları, kahkahaları ve kimsenin duymadığı o sonsuz iç sesleri; yani var oluşun yaratımda olduğu tüm o anları, içinde biriktirip fısıldar tüm dünyaya. Tam bir gezgindir rüzgar. Heybesinde hep bir önce geçtiği yerlerin hediyelerini barındıran. Gördüklerini, duyduklarını, kokladıklarını, tattıklarını ve tüm bildiklerini başkalarıyla paylaşan. Hiç durmadan dinlenmeden akmaya devam eder. Dermanı, bu akışın kendisidir. Çünkü hiçbir tortu, yosun ve kısırdöngü barındırmaz bünyesinde. Akarken dönüşür, gelişir ve büyür. Ve kimi zaman dönüştürür tüm yaşamı. Kimi zaman ise, şefkatle okşarken başını, tatlı bir huzur barındırır içinde. Kendine has dansıyla, dalga dalga, ilmek ilmek dokur yer yüzündeki hayatı ve tüm varoluşu, birbirine. </div><p></p><p>İçimdeki Fu'ya.....</p><p>Çizim: Fu</p>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-43291971784478650042022-07-21T23:30:00.004+03:002023-07-14T14:25:10.927+03:00 Metaevrene Doğru Son Sürat Giden Bir Dünyaya İtiraflar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3PnqnHgRgUQk8-l_kNFGNE5c-W0CojbcsfxLBbYck3g60VqdyGESER0VvnNAy654-8ilsVZ8_CoQbHOvTIdsrrqu8njCdMdIf-0wL3FjIYVzu4pLZsrFeS0tCxZ3SlM9s6Qr2AN0pw_uGOdJ49bd-OPZ0fgHUt0jQY_KDXi-Texjy4vgOJxeg/s499/8b6192_c3a525b7084d4cdcae5003f11dfd4677~mv2.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="493" data-original-width="499" height="316" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3PnqnHgRgUQk8-l_kNFGNE5c-W0CojbcsfxLBbYck3g60VqdyGESER0VvnNAy654-8ilsVZ8_CoQbHOvTIdsrrqu8njCdMdIf-0wL3FjIYVzu4pLZsrFeS0tCxZ3SlM9s6Qr2AN0pw_uGOdJ49bd-OPZ0fgHUt0jQY_KDXi-Texjy4vgOJxeg/s320/8b6192_c3a525b7084d4cdcae5003f11dfd4677~mv2.webp" width="320" /></a></div><br /><p><br /></p><div data-draftjs-conductor-fragment="{"blocks":[{"key":"e8pjv","text":"Hellen Keller'in ismini duymuşmuydunuz hiç? Bebekken geçirdiği bir hastalık sonucu kör, sağır ve dilsiz kalan, ama herşeye rağmen bir pedagog olmayı başarmış, o muhteşem kadın. Sadece tenin duyumları ile algılanan ve yaşanan bir hayat. Bazen kendimi buna çok yakın bir varoluşta hissediyorum. Ve şu an içinde yaşadığımız bu dünyada, bu şekilde yaşamak, her gün daha da zor ve acı verici geliyor bana. Her insanın ağır basan bir duyusu var. Kimisi daha görsel, kimisi daha işitsel, kimisi de benim gibi daha dokunsal. Hiçbiri bir diğerinden daha üstün ve özel değil. Peki ne demek dünyayı dokunsal ağırlıklı algılamak ve yaşamak? Bir ortama girdiğinde, o ortamdaki görünen ya da görünmeyen herşeyi ilk önce bedeninde hissetmek demek. Titreşimleri, akımları, mekanın ayak tabanlarının aracılığı ile bedenine dokunuşunu, ve hatta diğer canlıların duygularını ve düşüncelerini bedeninde hissetmek demek. Diğer insanları mimiklerinden, hareketlerinden, duruşlarından algılamak demek. Onlarla iletişime geçerken içgüdüsel olarak \"dokunmanın\" ortaya çıkan ilk hamle oluşu demek. İşte bu yüzden, yaşamın içindeki herşeyi kocaman yürüyen bir solungaçmışcasına algılarken, diğer şeyleri hafızamda tutmak zordur benim için. Ne isimleri, ne gittiğim yolları, ne de insanların kıtafetlerindeki görsel detayları. ","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"793m3","text":"","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"8klva","text":"Görsel İletişimde olmam ne kadar da trajikomik değil mi? Bedensel ve tensel iletişime daha çok aitim oysa ki. Dans gibi. Masaj gibi. Yoga gibi. Örneğin kapatınca gözlerimi, en son hatırladığım şey nedir derseniz, rüzgarın ya da güneşin tenimdeki hissi. Havanın sıcak mı, soğuk mu, yumuşak mı, delici mi, yoksa yakıcı mı oluşu. Kafasını okşadığım kedimin elimde kalan ipeksi titreşimi. Saçlarımın salınırken omuzlarımda gezinişi. Yürüdüğüm yolların ayak tabanlarımdaki hikayesi. Bahçemdeki lavantların bacaklarımaki tatlı kaşıntısı. Uçan bir arının tenimde yarattığı rüzgarın hissi. Uykuya dalmadan önce yatağımın bedenimi yumuşakca kavrayışı. Ve daha niceleri. İşte bu yüzden kapatınca gözlerimi, sadece karanlık vardır benim için. Ve görüntü görebilenlere, hüzünle imrenirim bazen.","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"da690","text":"","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"fu5el","text":"İşte bu yüzden, görselliğin her yerde yüceltildiği bu dünyada, ben güdük ve yanlız hissediyorum çoğu zaman. Sarılmanın, dokunmanın, hareket etmenin, yani tensel bir bedene sahip olduğumuz gerçeğinin bu kadar hiçe sayıldığı bu dünyada, solungaçları koparılmış zavallı bir deniz yaratığı gibiyim. İşte bu yüzden, dünya ile iletişim kurmak hiç bu kadar zor olmamıştı benim için...","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}}],"entityMap":{},"VERSION":"9.11.0"}" style="white-space-collapse: preserve;"><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="4de8v-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="4de8v-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="4de8v-0-0">Hellen Keller'in ismini duymuşmuydunuz hiç? Bebekken geçirdiği bir hastalık sonucu kör, sağır ve dilsiz kalan, ama herşeye rağmen bir pedagog olmayı başarmış, o muhteşem kadın. Sadece tenin duyumları ile algılanan ve yaşanan bir hayat. Bazen kendimi buna çok yakın bir varoluşta hissediyorum. Ve şu an içinde yaşadığımız bu dünyada, bu şekilde yaşamak, her gün daha da zor ve acı verici geliyor bana. Her insanın ağır basan bir duyusu var. Kimisi daha görsel, kimisi daha işitsel, kimisi de benim gibi daha dokunsal. Hiçbiri bir diğerinden daha üstün ve özel değil. Peki ne demek dünyayı dokunsal ağırlıklı algılamak ve yaşamak? Bir ortama girdiğinde, o ortamdaki görünen ya da görünmeyen herşeyi ilk önce bedeninde hissetmek demek. Titreşimleri, akımları, mekanın ayak tabanlarının aracılığı ile bedenine dokunuşunu, ve hatta diğer canlıların duygularını ve düşüncelerini bedeninde hissetmek demek. Diğer insanları mimiklerinden, hareketlerinden, duruşlarından algılamak demek. Onlarla iletişime geçerken içgüdüsel olarak "dokunmanın" ortaya çıkan ilk hamle oluşu demek. İşte bu yüzden, yaşamın içindeki herşeyi kocaman yürüyen bir solungaçmışcasına algılarken, diğer şeyleri hafızamda tutmak zordur benim için. Ne isimleri, ne gittiğim yolları, ne de insanların kıtafetlerindeki görsel detayları. </span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="dldq9-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="dldq9-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="dldq9-0-0"><br data-text="true" /></span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="50dov-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="50dov-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="50dov-0-0">Görsel İletişimde olmam ne kadar da trajikomik değil mi? Bedensel ve tensel iletişime daha çok aitim oysa ki. Dans gibi. Masaj gibi. Yoga gibi. Örneğin kapatınca gözlerimi, en son hatırladığım şey nedir derseniz, rüzgarın ya da güneşin tenimdeki hissi. Havanın sıcak mı, soğuk mu, yumuşak mı, delici mi, yoksa yakıcı mı oluşu. Kafasını okşadığım kedimin elimde kalan ipeksi titreşimi. Saçlarımın salınırken omuzlarımda gezinişi. Yürüdüğüm yolların ayak tabanlarımdaki hikayesi. Bahçemdeki lavantların bacaklarımaki tatlı kaşıntısı. Uçan bir arının tenimde yarattığı rüzgarın hissi. Uykuya dalmadan önce yatağımın bedenimi yumuşakca kavrayışı. Ve daha niceleri. İşte bu yüzden kapatınca gözlerimi, sadece karanlık vardır benim için. Ve görüntü görebilenlere, hüzünle imrenirim bazen.</span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="b57bd-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="b57bd-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="b57bd-0-0"><br data-text="true" /></span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="4ijmm-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="4ijmm-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="4ijmm-0-0">İşte bu yüzden, görselliğin her yerde yüceltildiği bu dünyada, ben güdük ve yanlız hissediyorum çoğu zaman. Sarılmanın, dokunmanın, hareket etmenin, yani tensel bir bedene sahip olduğumuz gerçeğinin bu kadar hiçe sayıldığı bu dünyada, solungaçları koparılmış zavallı bir deniz yaratığı gibiyim. İşte bu yüzden, dünya ile iletişim kurmak hiç bu kadar zor olmamıştı benim için...</span></div></div></div>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-14880052007547503182021-10-29T10:33:00.001+03:002023-07-14T10:53:47.098+03:00 Bir Yıl Sonra...<p><br /></p><div data-draftjs-conductor-fragment="{"blocks":[{"key":"dapg4","text":"Bir yıl geçti. Pandeminin içinde, dönebilen, kendi içine döndü. Hayat önce yavaşladı. Sonra durdu. Böylece, korkular yüzeye çıktı.\"Beni gör artık!\" diye böğürdüler. Ama görmek yetmiyordu. Onları anlamak, kabul etmek, ve varlıklarıyla yaşamayı öğrenmek gerekiyordu. Ne de olsa bütünün parçasıydılar. Işığın, gölge tarafıydılar. Artının eksi kutbuydular. Gündüzün gecesiydiler. Güneşin ayı idiler. Ama sonsuz bir zamandan beri, \"öteye\" itildiydiler. Lanetliydiler. Görünmezdiler. Pandemi, onların tekrar ışığa, güne, aydınlığa, görünürlüğe çıkmalarına vesile oldu. Çok uzun zamandan beri bekliyorlardı bu anı. Ve çok öfkeliydiler. Bu yüzden, gün yüzüne çıkarken, yaralı bir panter gibi saldırgan ve güçlüydüler. Önce eğilmek gerekecekti onların bu gücünün önünde, saygı ile. Saldırganlıklarına alan açmak da gerekliydi gün yüzünde. Kolay olduğunu kimse söylemeyecekti. Ama başka seçenek de yok gibiydi. Yap hep ya hiç zamanıydı. Alan açmak, şefkatin ilk göstergesiydi. Kucak açmaktı. Kendi karanlığına. Ve bunu sadece bir kişi yapmalıydı. Karanlığın sahibi. Onu sahiplenmeliydi. Çünkü onu ışığa taşıyacak, tek yol bu idi.","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"43l9a","text":"","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"9kjs2","text":"Fu","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"e2q7s","text":"","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"cclbj","text":"Bir yıl oldu buraya uğramayalı. Zamanı bu zamanmış demek. ","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"fqi8j","text":"Sevgiyle...","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}}],"entityMap":{},"VERSION":"9.11.0"}" style="white-space-collapse: preserve;"><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="6qoht-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="6qoht-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="6qoht-0-0">Bir yıl geçti. Pandeminin içinde, dönebilen, kendi içine döndü. Hayat önce yavaşladı. Sonra durdu. Böylece, korkular yüzeye çıktı."Beni gör artık!" diye böğürdüler. Ama görmek yetmiyordu. Onları anlamak, kabul etmek, ve varlıklarıyla yaşamayı öğrenmek gerekiyordu. Ne de olsa bütünün parçasıydılar. Işığın, gölge tarafıydılar. Artının eksi kutbuydular. Gündüzün gecesiydiler. Güneşin ayı idiler. Ama sonsuz bir zamandan beri, "öteye" itildiydiler. Lanetliydiler. Görünmezdiler. Pandemi, onların tekrar ışığa, güne, aydınlığa, görünürlüğe çıkmalarına vesile oldu. Çok uzun zamandan beri bekliyorlardı bu anı. Ve çok öfkeliydiler. Bu yüzden, gün yüzüne çıkarken, yaralı bir panter gibi saldırgan ve güçlüydüler. Önce eğilmek gerekecekti onların bu gücünün önünde, saygı ile. Saldırganlıklarına alan açmak da gerekliydi gün yüzünde. Kolay olduğunu kimse söylemeyecekti. Ama başka seçenek de yok gibiydi. Yap hep ya hiç zamanıydı. Alan açmak, şefkatin ilk göstergesiydi. Kucak açmaktı. Kendi karanlığına. Ve bunu sadece bir kişi yapmalıydı. Karanlığın sahibi. Onu sahiplenmeliydi. Çünkü onu ışığa taşıyacak, tek yol bu idi.</span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="3gujg-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="3gujg-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="3gujg-0-0"><br data-text="true" /></span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="frqgm-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="frqgm-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="frqgm-0-0">Fu</span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="bn1a1-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="bn1a1-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="bn1a1-0-0"><br data-text="true" /></span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="4bo2r-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="4bo2r-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="4bo2r-0-0">Bir yıl oldu buraya uğramayalı. Zamanı bu zamanmış demek. </span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="57ha6-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="57ha6-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="57ha6-0-0">Sevgiyle...</span></div></div></div>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-35509861509921056572020-12-01T22:30:00.003+03:002023-11-04T19:23:13.596+03:00 Ah Anadolu, ilk Aşkım<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3Zt9EYdJ5GQ8y6i0vcy0IN6TrJlMTbzyuRTSxhSQZD66d2YTEn1BHsfXB1P7VeqTlTe2zdwK8yuH1OWT3FNRVY2fdPZReUDVOT4sJTKcptsm6Givx5vpKbcYOW_3bvkk5FC71NkciZ9JFkHqeTaYU4wsOq9FYwUVQz-QwwgVgcgVcNmlQJhE7/s925/8b6192_f76265c477b14559b05977eaf7448d9d~mv2.webp" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="484" data-original-width="925" height="167" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3Zt9EYdJ5GQ8y6i0vcy0IN6TrJlMTbzyuRTSxhSQZD66d2YTEn1BHsfXB1P7VeqTlTe2zdwK8yuH1OWT3FNRVY2fdPZReUDVOT4sJTKcptsm6Givx5vpKbcYOW_3bvkk5FC71NkciZ9JFkHqeTaYU4wsOq9FYwUVQz-QwwgVgcgVcNmlQJhE7/s320/8b6192_f76265c477b14559b05977eaf7448d9d~mv2.webp" width="320" /></a></div><br /><p><br /></p><div data-draftjs-conductor-fragment="{"blocks":[{"key":"9a8p1","text":"Anadolunun en çok bozkırlarını hatırlamayı severim. Ortasında yer yer bitiveren tekbaşına ağaçlarını. Gözlerini sonsuzluğa değdiren enginliğini. Ve o engiliğin içinden akan rüzgarlarını. Rüzgarların önce saçlarına sonra burnuna taşıdığı toz zerreciklerini. Yağmur yağınca içine işleyen toprak kokusunu. Ve bu koku ile harmanlanmış kızıl çömleklerini. Testilerin içinden akan nar kırmızısı şaraplarını. Kar yağınca beyaza bürünen sessizliğini ve o sessizliğin içinden doğan sabah güneşini. Ama en çok da, o uçsuz bucaksızlığın sana kendini minicik hissettirişini. Ve bu minicikliğin, seni ta kendi çocukluğuna taşıyışını. Ve çocukluğunun içine yuva yapmış çaresizlik hissini. Ve bu histen doğan ezgileri. Saz eşliğinde tüm kalplere dokunan türkülerini. Ve o türkülerin söylendiği yıldızlı geceleri. Bir de bakmışsın, gökyüzündeki tüm yıldızları içerecek kadar geniş bir yürek olmuşsun göz açıp kapayıncaya kadar. Ve içindeki hüzünden fışkırmış tıpkı \"O\"nun gibi bir sonsuzluk. Çünkü Anadolu ne zaman, ne mekan, ne sınır, ne de boyut tanır. O sadece hepsinin \"bir\" liğini yansıtır, hatırlamasını bilene. ","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}}],"entityMap":{},"VERSION":"9.11.0"}" style="text-align: justify; white-space-collapse: preserve;">Anadolunun en çok bozkırlarını hatırlamayı severim. Ortasında yer yer bitiveren tekbaşına ağaçlarını. Gözlerini sonsuzluğa değdiren enginliğini. Ve o engiliğin içinden akan rüzgarlarını. Rüzgarların önce saçlarıma sonra burnuma taşıdığı toz zerreciklerini. Yağmur yağınca içime işleyen toprak kokusunu. Ve bu koku ile harmanlanmış kızıl çömleklerini. Testilerin içinden akan nar kırmızısı şaraplarını. Kar yağınca beyaza bürünen sessizliğini ve o sessizliğin içinden doğan sabah güneşini. Ama en çok da, o uçsuz bucaksızlığın bana kendimi minicik hissettirişini. Ve bu minicikliğin, beni ta kendi çocukluğuma taşıyışını. Ve çocukluğumun içine yuva yapmış çaresizlik hissini. Ve bu histen doğan ezgileri. Saz eşliğinde tüm kalplere dokunan türkülerini. Ve o türkülerin söylendiği yıldızlı geceleri. Bir de bakmışsın, gökyüzündeki tüm yıldızları içerecek kadar geniş bir yürek olmuşsun göz açıp kapayıncaya kadar. Ve içindeki hüzünden fışkırmış tıpkı "O"nun gibi bir sonsuzluk. Çünkü Anadolu ne zaman, ne mekan, ne sınır, ne de boyut tanır. O sadece hepsinin "bir" liğini yansıtır, hatırlamasını bilene. </div>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-18653629110348672142020-11-30T22:30:00.007+03:002023-07-14T10:55:02.450+03:00 Bir Dolunayın Mesajı<p><br /></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimW6xVb3ZiEfdqshZCb4udz6VAiT3M8svQhm2uiXHMsjmK_qaexpnDO7-YFIuCx9YnWdmvofXsTJpkdvQ-LKpMRP2V1mwurZCLarJRKx07f2Jje18kPdWqKFvqW3sfkLWWsBvH85vtH3f6MslBqDotRvQ33MCoJ5Oul3NtiZxw-eDViKSzfjnL/s489/8b6192_90c8f930922849f0840ad55229ead2dc~mv2.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="489" data-original-width="450" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimW6xVb3ZiEfdqshZCb4udz6VAiT3M8svQhm2uiXHMsjmK_qaexpnDO7-YFIuCx9YnWdmvofXsTJpkdvQ-LKpMRP2V1mwurZCLarJRKx07f2Jje18kPdWqKFvqW3sfkLWWsBvH85vtH3f6MslBqDotRvQ33MCoJ5Oul3NtiZxw-eDViKSzfjnL/s320/8b6192_90c8f930922849f0840ad55229ead2dc~mv2.webp" width="294" /></a></div><br /><span style="white-space-collapse: preserve;"><br /></span><p></p><p style="text-align: justify;"><span style="white-space-collapse: preserve;">Gecenin bir yarısı, gökyüzünde dolunay, kalbimde ise ansızın geliveren karşı konulmaz bir arzu. Koltukta oturan eşimin yanına gidip eline saç fırçamı veriyorum. Önünde diz çöküp dizlerine sırtımı yaslıyorum ve saçlarımı taramasını istiyorum. Şaşırsa da sakince kabul ediyor ve başlıyor taramaya. Fırçanın ucu saçlarıma değdikçe gözlerim kapanıyor. </span></p><div data-draftjs-conductor-fragment="{"blocks":[{"key":"8f133","text":"Gecenin bir yarısı, gökyüzünde dolunay, kalbimde ise ansızın geliveren karşı konulmaz bir arzu. Koltukta oturan eşimin yanına gidip eline saç fırçamı veriyorum. Önünde diz çöküp dizlerine sırtımı yaslıyorum ve saçlarımı taramasını istiyorum. Şaşırsa da sakince kabul ediyor ve başlıyor taramaya. Fırçanın ucu saçlarıma değdikçe gözlerim kapanıyor. ","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"8oqkt","text":"\tHer bir tarayış, her bir dokunuş, beni usulca başka \"an\" lara, başka diyarlara götürüyor. Önce çocukluğuma, annemin, ben ilk okula giderken saçlarımı tarayışına ve sonra da onları iki örgü halinde omuzlarıma bıraktığı o ana. Sonra anneannem beliriyor ansızın. Lepiska saçlarını kendisi tarıyor dev bir aynanın önünde. Annesi yok yanında. Birden başka bir tarih boyutunda buluyorum kendimi. Anadolu'dan geçen tüm halkların kadınlarının saçlarına dönüşüyor saçlarımın her bir teli. Her kadın bir diğerinin saçını tararken, sanki nesilden nesile aktarılıyor ve kutsanıyor kadınlık. Fırçalar dans ederken saç dalgalarında usul usul ve yumuşakca, ister köylü, ister kraliçe, ister Tanrıça olsun, kadın dişi enerji ile doluyor. Sanki onu hem Toprak Anaya hem de Gök Baba'ya bağlayan yegane kökler, saçları. ","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"5rdg","text":"\tEşim taradıkça, ben daha da eskiye, daha da derine, daha da uzağa gidiyorum. Eski Mısır Tanrıçalarından İnka şamanlarına, Kuzey İrlanda'ki orman büyücülerinden Amerikan yerlilerine, katman katman açılıyor boyutlar kapalı gözlerimin önünde. Hepsinde de aynı, saçların masalı. Her bir dokunuşla nesilden nesile, tarihten tarihe, boyuttan boyutta aktarılıyor, sessizce. Ve onun dilini tek bilen, kadınlar sadece...","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"90bcq","text":"","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}},{"key":"68glh","text":"","type":"unstyled","depth":0,"inlineStyleRanges":[],"entityRanges":[],"data":{}}],"entityMap":{},"VERSION":"9.11.0"}" style="white-space-collapse: preserve;"><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="a5ni7-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="a5ni7-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="a5ni7-0-0">Her bir tarayış, her bir dokunuş, beni usulca başka "an" lara, başka diyarlara götürüyor. Önce çocukluğuma, annemin, ben ilk okula giderken saçlarımı tarayışına ve sonra da onları iki örgü halinde omuzlarıma bıraktığı o ana. Sonra anneannem beliriyor ansızın. Lepiska saçlarını kendisi tarıyor dev bir aynanın önünde. Annesi yok yanında. Birden başka bir tarih boyutunda buluyorum kendimi. Anadolu'dan geçen tüm halkların kadınlarının saçlarına dönüşüyor saçlarımın her bir teli. Her kadın bir diğerinin saçını tararken, sanki nesilden nesile aktarılıyor ve kutsanıyor kadınlık. Fırçalar dans ederken saç dalgalarında usul usul ve yumuşakca, ister köylü, ister kraliçe, ister Tanrıça olsun, kadın dişi enerji ile doluyor. Sanki onu hem Toprak Anaya hem de Gök Baba'ya bağlayan yegane kökler, saçları. </span></div><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="a5ni7-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="a5ni7-0-0"><br /></span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="96j3g-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="96j3g-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="96j3g-0-0">Eşim taradıkça, ben daha da eskiye, daha da derine, daha da uzağa gidiyorum. Eski Mısır Tanrıçalarından İnka şamanlarına, Kuzey İrlanda'ki orman büyücülerinden Amerikan yerlilerine, katman katman açılıyor boyutlar kapalı gözlerimin önünde. Hepsinde de aynı, saçların masalı. Her bir dokunuşla nesilden nesile, tarihten tarihe, boyuttan boyutta aktarılıyor, sessizce. Ve onun dilini tek bilen, kadınlar sadece...</span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="aqedf-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="aqedf-0-0" style="text-align: justify;"><span data-offset-key="aqedf-0-0"><br data-text="true" /></span></div></div><div class="JvlZN rqyPc TnW2P public-DraftStyleDefault-block-depth0 public-DraftStyleDefault-text-ltr fixed-tab-size rich_content_P" data-block="true" data-editor="editor" data-offset-key="9i3ip-0-0"><div class="public-DraftStyleDefault-block public-DraftStyleDefault-ltr" data-offset-key="9i3ip-0-0"><span data-offset-key="9i3ip-0-0"><span data-text="true"></span></span></div></div></div>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-3072647224681767932017-07-18T18:37:00.005+03:002017-07-18T18:46:57.152+03:00Kaya<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEcEDErBqHxWBjmLJz0mWKI8PHjt8yUiLHRbvgYpVshyp1ulZff3VmsMHZxqyHtnbk0WRcusbl4EWuNMBkwOUhfFMWpoTNVl5nL5oPsfyKN9lTahdyWJHpElM_a2jsXgK78JnA/s1600/lucy+campell1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="591" data-original-width="600" height="315" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEcEDErBqHxWBjmLJz0mWKI8PHjt8yUiLHRbvgYpVshyp1ulZff3VmsMHZxqyHtnbk0WRcusbl4EWuNMBkwOUhfFMWpoTNVl5nL5oPsfyKN9lTahdyWJHpElM_a2jsXgK78JnA/s320/lucy+campell1.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
Artist: Lucy Campell</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;">Durgun bir su var bugün içimde. Kendiyle karışmak istemeyen. Hareketsizce kalmak isteyen. Duruldukça içinde tortu biriken, tortu biriktikçe durgunlaşan. Yoga, durulan suları harekete geçirir bazen. Tortuları ayağa kaldırır içimizdeki. Ve suyu bulandırır, temizlemek için. Ama bugün benim durgunluğumu ele geçiremedi. İçimdeki tortunun ağırlığında ve sessizliğinde, dipte duran bir kaya, beni daha da suskunlaştırdı. Sanki suyu bir mıktanıs gibi kendine çekti ve hareketsiz kıldı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;">Evet izin verdim olana. Yeniden ve yine. Ben durdukça, kulağımdaki müzikler aktı. Ben durdukça, kaya ağırlaştı. Ben durdukça rüzgar hızlandı. Ben durdukça, kaya da durdu ve sağlamlığına güç kattı. Ve ben biraz daha sessizleştim. Biraz daha hareketsizleştim. Durdum. Bekledim. Ve izledim.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;">Bugün o kayanın altına bakmayacağım,</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;">sadece varlığına izin vereceğim... sevgiyle...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-46436776683663978042017-04-17T22:16:00.000+03:002017-04-17T22:16:55.096+03:00(d"ans)ız"ın" gelen varoluş<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXv91hhQMhlfh1iOzIwryQGGQWSTY3xZtT39b9L5FNZzqmG7KDIapMqzE_NoeGLbXqK2VbqeVv30cJeqEsuOKTMgtoFd2d_0Ifbvq61vCOyQQhdlJHQADzhcqzd2likabGW73k/s1600/ferit+kopya.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXv91hhQMhlfh1iOzIwryQGGQWSTY3xZtT39b9L5FNZzqmG7KDIapMqzE_NoeGLbXqK2VbqeVv30cJeqEsuOKTMgtoFd2d_0Ifbvq61vCOyQQhdlJHQADzhcqzd2likabGW73k/s400/ferit+kopya.jpg" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: x-small;">Çizim: Erdem Ferit Başkaya- "How Old Is Your Ignorance?"</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Elini kağıttan hiç kaldırmadan, içinden geçenleri ansızın yüzeye akıtan ve sonsuzluğu çizen bir eşim var. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Benim içinse, sonsuzluğun resmi, dansın içinden geçerek, onunla bir olduğumda oluşuyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Müzik kalem, bedenim ise kağıt. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ortaya çıkan dans ise, varoluşun ve ötesinin resmi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dans etmek, bedenimin müziğin titreşimine cevap verdiği, bir formdan diğerine dönüşürken, düşünce ve zihnin ortadan kalktığı, ve varoluşun bedenimi benden habersiz kullanarak, beni bana yeniden kavuşturduğu bir iletişim biçimi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dans ederken "ben" yok oluyorum adeta. Boşluğa dönüşüyorum. Tıpkı beyaz bir sayfa gibi. Ve varoluş bedenimin aracılığıyla sonsuzluğu çiziyor. Ortaya çıkan resim, dansın ta kendisi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dans ederken şekilden şekile bürünüp, yeni bir formda var oluyorum. Yeninden ve yeniden, boşluktan varlığa, varlıktan sonsuzluğa, sonsuzluktan beyaz sayfaya dönüşüyorum. Hiç durmadan, ne zaman bitip ne zaman yeniden başlayacağımı bilmeden, ve merak etmeden, bırakıyorum kendimi tümüyle varoluşa, ve süprizlerle dolu bir dans, çiziyor sonsuzluğu kendi boş sayfama.... </div>
Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-38432955844144860672016-11-28T11:23:00.002+03:002016-11-28T11:23:40.656+03:00Sarı Gagalı Siyah Kuş<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpP4iZ4BwcIM864olosn4sVHPMy4pCvbyhJ128GI77b0-OhlaorfEJwLzjzvFWK2OuFBq4wMXE8a1__IDsIokLXTG4-TyMpQF_6U0eA0KyOvWVrY4DvxJDUulYFv65yGLGqrWx/s1600/duzgun-siyah-kus.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="229" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpP4iZ4BwcIM864olosn4sVHPMy4pCvbyhJ128GI77b0-OhlaorfEJwLzjzvFWK2OuFBq4wMXE8a1__IDsIokLXTG4-TyMpQF_6U0eA0KyOvWVrY4DvxJDUulYFv65yGLGqrWx/s320/duzgun-siyah-kus.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
Herşey ne hızlı değişiyor. Artık mevsimler birbirini kovalamıyor. Bir gün sonbaharı bekleyeceğim kimin aklına gelir di? Ve bugün, yılın son ayına yaklaşırken, beklediğim sonbahar az da olsa uğradı bahçeme. Gümbür gümbür bir yağmur ve düştüğü anda toprağa yayılan kokusu ile. Hiç bu kadar kurak olmamıştı İzmir. Bu yüzden çoşku ve aşkla karşılandı. Günlerce yağsın istediğim, içimi sakinleştiren, ve beni kendime döndüren yağmuru izlerken, sarı gagalı siyah bir kuşla göz göze geldik ve bakıştık ansızlıkta. Tüylerinde parlayan yağmur damlaları ve siyahlığın içinde gözalan sapsarı minik gagası ile, bir kaç dakikalığına hareketesiz kaldı ve sonra kendi yoluna doğru adım attı. Ben ise merakla google'a sarıldım ve aradığım kuşun "karatavuk" olduğunu öğrendim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Memnun oldum tanıştığımıza. Yine karşılaşmak umuduyla....belki başka bir sonbahar yağmurunda...</div>
<br />Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-3260514000261283422016-09-02T11:06:00.002+03:002016-09-30T12:58:19.843+03:00Dancer<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhe5vNVpxIDErZDth4PF241ckfs3SY9LoTmUfqo5CNdWymEklJB1QfhVdkym0dRHlgsgTvoQFYuQhRNKx8cXaCvLbzyQmk9MYOipLLokP1AhtDaJDyPwdIFmKbqNp6IW5qQYeKB/s1600/IMG_1907+%25281%2529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhe5vNVpxIDErZDth4PF241ckfs3SY9LoTmUfqo5CNdWymEklJB1QfhVdkym0dRHlgsgTvoQFYuQhRNKx8cXaCvLbzyQmk9MYOipLLokP1AhtDaJDyPwdIFmKbqNp6IW5qQYeKB/s320/IMG_1907+%25281%2529.jpg" width="240" /></a></div>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;"><br /></span>
<span style="background-color: #6aa84f; color: white; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">There is a dance only you can do, that exists only in you, here and now, always changing, always true. Are you willing to listen with fascination? If you are, it will deliver you unto the self you have always dreamed you could be. This is a promise. Gabrielle Roth.</span>Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-11040183135954702322016-08-05T17:59:00.000+03:002016-08-05T18:04:53.127+03:00Kutlama<br />
<br />
Havuzun durgun maviliğinde dinleniyor bakışlarım. Bakışlarımı izliyor bedenim. Arılar hafifçe dokunuyor suyun yüzeyine, tıpkı suyun bedenime dokunuşu gibi. Yaslıyorum başımı beni kucaklayan suya ve yavaşca dans ediyorum onunla. Ama aslında kendimle. Yani varoluşun kendisiyle.<br />
<br />
Sonsuzluğun içine akıyor bedenim her bir kulaçta. Kolarımın ritmi hiç durmadan dönüyör, dönüyor dönüyor, bir derviş gibi suya...<br />
<br />
Sezen Aksunun "kutlama" parçası beliriyor ansızın kulaklarımda. Kutluyorum yeni başlangıçlarımı. Kutsuyorum bitişlerimi. Kutluyorum yaşamı ve içindekileri. Kutsuyorum ölerken yeniden doğan her bir yanımı.<br />
<br />
Müzik ve dans alıyor beni içine, "bir" olabilmem için iteklediğim tüm yanlarımla.<br />
<br />
"Başımı omzuna yaslamaya, hayata yeninden başlamaya, bağında, bahçende, pınarlarında, içimi yıkmaya geliyorum" diyor Sezen. <br />
<br />
Ve ben, dans ediyorum her nefeste varoluşumla, dans ediyorum her nefesle yaşamın içindeki bin binbirçeşit hallerimle.<br />
<br />
Ve yaslıyorum başımı kendime, hayata yeninden başlamaya, içimi yıkamaya gidiyorum, dans(l)a...Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-59084996906607008612016-07-22T15:57:00.001+03:002016-07-22T15:59:46.965+03:00Değişen Türkiyenin eşiğinden...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBFrzuW_hVL5lQdnvfas59rVjkxAbhbuPzSXekiHYOqbPc_6eFgdA-QRKTAOsCo6J0yWvV5O8tAZqfN9HhbDWLzZQAAsDmznWVHwkPkfHOfp7RgcBv_zl-OwBmH5bFHqucOPVB/s1600/75ccc72e53440b46961e7776d2add1fa.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="290" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBFrzuW_hVL5lQdnvfas59rVjkxAbhbuPzSXekiHYOqbPc_6eFgdA-QRKTAOsCo6J0yWvV5O8tAZqfN9HhbDWLzZQAAsDmznWVHwkPkfHOfp7RgcBv_zl-OwBmH5bFHqucOPVB/s320/75ccc72e53440b46961e7776d2add1fa.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Bembeyaz bir sayfa duruyor önümde. İçine ne koysam onunla şekilleniyor. Ne söylesem, onunla anlam kazanıyor. Her ne kadar içimdeki sözcükler "b(y)itik" ise de son günlerde, çağırıyor beni beyaz sayfa. Önünde çıplak, önünde ma(h)su(n)m, önünde kararsız kalsam da, yazıyorum işte yeninden, düşlerimden arta kal(an)ları.<br />
<br />
Hayatın amacı nedir? Varoluş nedenim ve amacım var mı? Bana ihtiyacı var mı Dünyanın? Ya Evrenin? Bu hayatı neden seçtim ben?<br />
<br />
Beyaz sayfa susuyor sorularım karşısında. İçimden gelen cevapları duymak, dinlemek ve var etmek için. Ben ise sadece soruyorum bugün. Cevapları belki başka bir güne, ya da başka bir hayata bırakıyorum sessizliğimde.<br />
<br />
"Sessizliği dinle" diyor içimdeki Kızılderili, "Çünkü o konuşur ve bilir"...<br />
<br />
<br />Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-4519525726494208212016-02-14T18:08:00.003+02:002016-02-14T18:08:53.886+02:00Doğaya...Bugün bir zeytin ağacının altına uzandım. Ve toprak ana kucakladı beni. Ağacın dalları üzerime şefkatle eğildi. Ve gözlerimi açtığımda bir martı yakaladı bakışlarımı. O anda hepimiz "bir" olduk, ve önce yanağımı okşayan sonra kulağıma fısıldayan rüzgarın sesini duyduk. Ve o dedi ki: Doğa en büyük sevgi.<br />
Sevgililer gününüz kutlu olsun.Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-79009734414927885542016-02-09T13:56:00.002+02:002016-02-09T14:09:17.742+02:001000 yıllık Tanrı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAWEyvI93AU9XC0NIRKa76l-GcXjZpnX_pHSNn_D5CtS4nwGtBuhSTWM5N_vTy4ZGCxe2trBgUkbUvCn-thxOh2vcaxrNgoLLBv2UnDJPV9GRcpbxuz1OVufy4GVz3qzXyIKXE/s1600/9.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAWEyvI93AU9XC0NIRKa76l-GcXjZpnX_pHSNn_D5CtS4nwGtBuhSTWM5N_vTy4ZGCxe2trBgUkbUvCn-thxOh2vcaxrNgoLLBv2UnDJPV9GRcpbxuz1OVufy4GVz3qzXyIKXE/s320/9.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtD7ekvrA-33KeeQdh44Tm9eS_eF6NVdwLpYAxWocDLfMXkeQnPB4cZihV8hyP-r1X9hyphenhyphendydGEn8SC3JeD2IO6liF1Jpn0wcYHWQeU7dbrLq8k6KhkkeZsiMY9hnS-cOoCnjpo/s1600/10.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtD7ekvrA-33KeeQdh44Tm9eS_eF6NVdwLpYAxWocDLfMXkeQnPB4cZihV8hyP-r1X9hyphenhyphendydGEn8SC3JeD2IO6liF1Jpn0wcYHWQeU7dbrLq8k6KhkkeZsiMY9hnS-cOoCnjpo/s320/10.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMfTuGwuXg-4S4TIvsUlFKRU8BCAmAepZIgeYra3-Mcxv2lhp4cv2PvMuhLRhjQmri1PZ4ZdtfPxRNHMzZ9E8HlPudaHl5L0h54fWgoxsOX5raG5AgLXOq7zHOFaQmiNoupzQb/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMfTuGwuXg-4S4TIvsUlFKRU8BCAmAepZIgeYra3-Mcxv2lhp4cv2PvMuhLRhjQmri1PZ4ZdtfPxRNHMzZ9E8HlPudaHl5L0h54fWgoxsOX5raG5AgLXOq7zHOFaQmiNoupzQb/s320/1.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbiWzm0N-Lz-A9iltFFj6HV4okT9usOBhow_PlbzVoJa9z6U_rp-MCNxipDVw15_MxHJ3I4IBkL3J8wrIpRuQVV_7nWRVGBkPenmCnIlm7_tpJtQZfj9qbGmJfvE5Fb4L5ITfk/s1600/2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: left;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbiWzm0N-Lz-A9iltFFj6HV4okT9usOBhow_PlbzVoJa9z6U_rp-MCNxipDVw15_MxHJ3I4IBkL3J8wrIpRuQVV_7nWRVGBkPenmCnIlm7_tpJtQZfj9qbGmJfvE5Fb4L5ITfk/s320/2.jpg" width="240" /></a></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMfTuGwuXg-4S4TIvsUlFKRU8BCAmAepZIgeYra3-Mcxv2lhp4cv2PvMuhLRhjQmri1PZ4ZdtfPxRNHMzZ9E8HlPudaHl5L0h54fWgoxsOX5raG5AgLXOq7zHOFaQmiNoupzQb/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMfTuGwuXg-4S4TIvsUlFKRU8BCAmAepZIgeYra3-Mcxv2lhp4cv2PvMuhLRhjQmri1PZ4ZdtfPxRNHMzZ9E8HlPudaHl5L0h54fWgoxsOX5raG5AgLXOq7zHOFaQmiNoupzQb/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgr8_gKqn-U0RU0k3NPq8y-nSkbRNNtQdqxGG8EtEHAsJb28QYTYOhk4LnOkU60ZcjZDV7pKYABi5kKB7ozTk1a-P4IDMjsdQ7Rxcxt8C8eKylxiPvVB2UsPmJbhdmaaO56MKR4/s1600/3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: left;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgr8_gKqn-U0RU0k3NPq8y-nSkbRNNtQdqxGG8EtEHAsJb28QYTYOhk4LnOkU60ZcjZDV7pKYABi5kKB7ozTk1a-P4IDMjsdQ7Rxcxt8C8eKylxiPvVB2UsPmJbhdmaaO56MKR4/s320/3.jpg" width="240" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOF52adzWhrSgB5vci6wMahNHfYV1M8DSXjMHTvplcy4zS2dBDvayWMcNAeTWl-NewBOgHcQCEV18AiOl6s3XfOBufwABSYAWZ3yHos69eRQm236doOh4EtruhgZ2yVVU20qcc/s1600/4.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOF52adzWhrSgB5vci6wMahNHfYV1M8DSXjMHTvplcy4zS2dBDvayWMcNAeTWl-NewBOgHcQCEV18AiOl6s3XfOBufwABSYAWZ3yHos69eRQm236doOh4EtruhgZ2yVVU20qcc/s320/4.jpg" width="240" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHdXhhBh15OP0vgCxynOQ_4C-nEw5TvXTSjD2-DhKaPT0CdbEbWQG54vyWsilRqJkF1rHPDh7XvgXGHRRVUhcFHnni83daOfsOuFj4-nFlO7LJ_SVF7JRA0VD7_KqR7eJAbWKk/s1600/5.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHdXhhBh15OP0vgCxynOQ_4C-nEw5TvXTSjD2-DhKaPT0CdbEbWQG54vyWsilRqJkF1rHPDh7XvgXGHRRVUhcFHnni83daOfsOuFj4-nFlO7LJ_SVF7JRA0VD7_KqR7eJAbWKk/s320/5.jpg" width="240" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Geçenlerde bir doğa yürüyüşü yaparken, eskiden yazmış olduğum bir yazı aklıma geldi ve yeniden paylaşmak istedim.</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<b><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 16.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<b><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 16.0pt; line-height: 150%;">1000
yıllık Tanrı<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Geçti</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">imiz Nisan ay</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">nda kendimi dünyanın bir ucunda buldu</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">umda, sanki farkl</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"> bir gezegene ayak bas</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">yor mu</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">um gibi
hissettim. Japonya</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">’</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ya ikinci
yolculu</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">umdu
bu, ama sanki ilk kez gidiyordum. Japonya, ke</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">fedildik</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">e i</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">inde yenidünyalar
barındıran, kutu içinde kutu misali bir ülke çünkü. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Bu gidişimde, öteden beri ilgi duydu</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">um Japon k</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">lt</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">r</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n, <i>Şinto</i> gelene</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ini daha iyi anlamak </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">zere, Nara b</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ö</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">lgesini ziyaret etme fırsatım oldu. Şintoizm, Japonların en eski
inanışlarından biri. Kökleri milattan önce 1000 yılına kadar gidiyor. Ve
günümüzde hala yaklaşık 5 milyon kişi bu inanışın takipçisi. Bu gelenekte ruhani
güç ya da Tanrı (<i>Kami</i>) do</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">adaki her t</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">rl</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"> varl</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">kta (da</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">, ta</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">, bitki, hayvan vs. gibi) yaşıyor. Tanrı’nın bu hallerine
dua etmek için, do</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">a
i</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">inde kutsal say</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">lan mekânlara, önce <i>Torii</i>
adı verilen bir kapıdan giriliyor. Sonra, isteyenler mekânda bulunan bir
tapınakta, bu tanrıları önce uyandırıp (evet onlar normalde uyuyor!) sonra
dilek diliyor ya da dua ediyorlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">Nara’da, 1000 yıllık, Kasuga Ormanı adı verilen kutsal
bir orman var. 250 hektara yayılan ve Kasuga tepesinde bulunan bu orman kutsal
oldu</span><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 150%;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">u i</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">in, orada yaşayan hiçbir canlıya, zarar verilmiyor.
Dolayısıyla, içinde 175 tür a</span><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 150%;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ac</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">, 60 t</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">r ku</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">u ve etrafta özgürce dolaşan ve neredeyse evcilleşmiş sayısız geyi</span><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 150%;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">i barındırıyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">Nara’daki dört Şinto tapına</span><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 150%;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ndan en büyü</span><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 150%;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;"> say</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">lan ve ad</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">n</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;"> bu b</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ö</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">lgeden alm</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ış</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;"> B</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">y</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">k Kasuga Tap</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">na</span><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 150%;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;"> ormanın hemen girişinde
bulunuyor ve tapınaktan ormana giderken taş fenerlerle süslü bir yol sana eşlik
ediyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Bu yolun sonunda, ya</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">murdan kaçarken altına sı</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">nd</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">m k</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">üçü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">k bir mabette, bir Şinto rahibinin ritüeliyle karşılaşma
şansına erişiyorum. Yeşilin içinde parıldayan mor renkli kıyafetinin içinde,
zarif bir şekilde yürüyerek, kutsal kapı <i>Torii</i>’nin
önünde, önce ormanı selamlıyor, sonra bir mantra söylüyor. Ardından mabedin
önündeki çanı çalarak tanrıları uyandırıyor. Her şey sisli ve puslu bir havanın
içinde, sanki iyice gizemli ve büyülü bir hal alıyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Ama beni asıl büyüleyen şey, Kasuga Tapına</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n avlusunda kar</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">şı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ma </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">çı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">kan,
dev bir a</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">a</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"> oluyor. O kadar ulu ve büyük ki, yerden çıkıp gökyüzüne
uzanan birkaç kökü var ve tapına</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n duvarları o köklere göre inşa edilmiş. Böylece a</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">a</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"> ve tap</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">nak uyumlu bir b</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">t</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">nl</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">k i</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">erisinde var
oluyorlar. A</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ac</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n hemen dibindeki tabelada Japonca bir </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">eyler yaz</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">yor. Sonradan </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ö</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">reniyorum
ki, kar</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">şı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">la</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">t</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">m a</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">a</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"> 1000 y</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ll</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">k bir Tanr</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">. Di</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">er insanlar gibi ben de gidip ona dokunuyorum ve </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ö</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">nde dilek
tutuyorum. A</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ac</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">evresinde bir ip sar</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">l</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"> ve ipin </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">zerinde </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">im</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ek </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">eklini and</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ran kâ</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">tlar asılı. Origami sanatının vatanı olan Japonya’da, zikzak şeklinde
katlanmış ve pirinç samanından örülmüş iplere asılı, <i>O-shide</i> isimli bu ka</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">tlara hemen hemen her </span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">into ve Budist tap</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">na</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">nda rastlamak m</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">mk</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n. </span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">İ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ş</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">levi ise, bir mek</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">â</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n ya da varl</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ı</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">n kutsal yani <i>Kami</i> oldu</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">unu vurgulamak. <o:p></o:p></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Ya</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">murlu ve puslu bir havada
ziyaret etti</span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">ğ</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">im
bu orman i</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ç</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">inde yürürken,
</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">nl</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">ü</span><span lang="TR" style="font-family: "gill sans mt" , sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"> animasyon ustası Hayao Miyazaki’nin filmlerinden bir karede yürür hissine
kapılmamam imkânsız. </span><span lang="TR" style="font-size: 12.0pt; line-height: 150%; mso-ansi-language: TR;">Ağaçların Tanrı olduğu bu kültürde, doğanın insandan
üstün tutulduğunu görmek, özlemini duymuş olduğum bir hisse yeniden kavuşmak
gibi.<o:p></o:p></span></div>
Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-63628920025268851192016-01-30T22:39:00.001+02:002016-02-05T16:11:21.871+02:00Hatırlıyorum...
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXt7IwZuJJeIE9fr5KaYVq_qAy9r5Xi_lnErQOtxWxe-H002Pp3xgn5vk7trwyJz84LEBExkbe4EB7aanigc4crjWagXOJXfbj05bCFi4tmCxYlwzYHuEhWqxhmdq3_StcQ-vd/s1600/12376035_10153181293081820_8257426712879966467_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXt7IwZuJJeIE9fr5KaYVq_qAy9r5Xi_lnErQOtxWxe-H002Pp3xgn5vk7trwyJz84LEBExkbe4EB7aanigc4crjWagXOJXfbj05bCFi4tmCxYlwzYHuEhWqxhmdq3_StcQ-vd/s320/12376035_10153181293081820_8257426712879966467_n.jpg" /></a></div>
"Hatırlıyorum simsiyah bir kedi olduğum zamanları.
Gecenin karanlığıyla bir olup, gündüze meydan okuduğum anları.
Öğle vakitlerinin yakıcı güneşinden kaçarken saklandığım gölge altlarını.
Ve akşam serinliğinin, yalnızca benim bildiğim o gizemli sırlarını.
Hatırlıyorum beni görünce yollarını değiştiren insanların bakışlarındaki ıssızlığı.
Ve bir yaz yağmurunun tüylerimi parıldatan dokunuşlarını.
Uçuşan kuşların bıyıklarımı titreştiren kanat çırpışlarını.
Ve bir çatının tepesinden etrafı izlerken içime çektiğim rüzgarın o mis kokulu aromasını.
Hatırlıyorum her an uçacakmışcasına hafif ve çevik ama bir o kadar da sağlam ve atik adımlarımın,
duyulmayan o sinsi tınısını.
Ama en çok da beni benden alıp uzaklara götüren,
ve defalarca bir insan olarak uyandığım, uzun, o up uzun uykuları..."Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-20382002973316863572015-09-25T18:03:00.000+03:002015-09-25T18:14:05.673+03:00İzmir'de sonbaharİzmir'de sonbahar kısa sürer. Yazdan kışa geçerken bir anlığına kendini gösterir. Tam da bu yüzden değerlidir. Ne yazın, ne de kışın güneşine benzer sonbahar güneşi. Havası gibi ılık ılık yayılır yeryüzü kanvasına. Bu akşam üzeri arka bahçemizin sazlıklarında dinlenirken yakaladım onu. Sazların üzerindeki kahverengi yumuşak tüylerin üzerine uzanmış, rüzgarla işbirliği içerisinde bir o yana bir bu yana sallanmakta. Kulağıma parlak hışırtısı yansımakta. Araya giren böcek sesleri görüntü ve sesin oluşturduğu orkestrayı tamamlamakta. Gün uykuya çekilirken, renkler kahverenginden turuncuya göçerken, bir çizgi filmimin karelerini renklendiren çizer gibi renklendirdi sazlıkları güneş. Mavinin derinliğine göndermeden önce dünyayı, bir çocuk çoşkusuyla izlemem için etrafı, tüm hünerini gösterdi varoluş, ve bana da yaşaması kaldı, güzelliğini anın... Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-60662199544954093612015-07-16T20:24:00.001+03:002015-07-16T20:24:17.955+03:00MolaEpeydir uğramadığım bir dünyayı, özledim bugün. Yazılarımın dünyasını, başka bir "ben"in dünyasını.
Evet blogların modası geçiyor belki, ama benim için yazmak, kendime yaptığım bir kavuşum. Bloğum ise hayatımın izlerini taşıyan bir arşiv. En azından bir süreliğine...
Mola verdiğim bir gün bugün ve ben yeniden, eskideyim... çok yakında görüşmek üzere..
Fu
Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-71687760108218739562014-03-15T21:41:00.002+02:002014-03-15T21:59:33.906+02:00Kim bilebilir ki, bizden başka...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsenuFFEo7dGiSucSAe6sxMoPMnD-X_DEq5HLwtgBTi8wOdPbvfTpb-h1JjpcAYndN1R4ZXqz8VFCZ2QmqhZ269R2LvwRLxCW1qtNe_-GHendqf3ib_SDnQgb_YHEfJ8EpKYmH/s1600/hero-2002.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsenuFFEo7dGiSucSAe6sxMoPMnD-X_DEq5HLwtgBTi8wOdPbvfTpb-h1JjpcAYndN1R4ZXqz8VFCZ2QmqhZ269R2LvwRLxCW1qtNe_-GHendqf3ib_SDnQgb_YHEfJ8EpKYmH/s320/hero-2002.jpg" /></a></div>
Hem tanıdık, hem bilinmeyensin. Seninle her karşılaştığımda, yeni bir sırrını bana vermektesin. Tam da ne zaman bana tanıdık gelsen, seni hiç tanıyamayacağımı bana hissettirensin. Belki de bu yüzden, sana olan açlığım. Çünkü sen hiç tükenmeyesenin.
Nedenini bilmeden sevmek ve sonra uzaklaşıp gitmek. Sırf dönebilmek için geri, ve görebilmek için bizi birbirimize bağlayan şeyi, sadece bir "an" lığına. Ve unutup gitmeden önce herşeyi birkez daha, sorabilmek, "kim bilebilir ki, aramızda geçen şeyi, bizden başka?"
Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-90857575505508251492014-01-24T17:20:00.003+02:002014-01-24T17:20:40.212+02:00Yeni Evimizin Civarı-Urla Yelaltı Mevkii<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUYejICyEns46HMq0Vg_tt6GS1eC9oTsV3It1rl6QfEIFRsnH9btLaO4jcT48iEkIAGCeKWKT3xkeWeyGiVgzVP0N5xyblck-nLs8e1NItezFgHEg6-P9SO1Fw-2M7yW-JmCFy/s1600/DSCF0006.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUYejICyEns46HMq0Vg_tt6GS1eC9oTsV3It1rl6QfEIFRsnH9btLaO4jcT48iEkIAGCeKWKT3xkeWeyGiVgzVP0N5xyblck-nLs8e1NItezFgHEg6-P9SO1Fw-2M7yW-JmCFy/s320/DSCF0006.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmDGTYYNigUvMDW1ggdr8TstmICjhyphenhyphenYtoBeWaRyKOiBx-JZiviATrq6mGpPOFrNwToVjSqWHzrmest29-aAeSWfF-vkwQgc9GrYQDZM48Z8R4PLWY5ckt1TZbWs9SEWO9c1uEw/s1600/DSCF0007.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmDGTYYNigUvMDW1ggdr8TstmICjhyphenhyphenYtoBeWaRyKOiBx-JZiviATrq6mGpPOFrNwToVjSqWHzrmest29-aAeSWfF-vkwQgc9GrYQDZM48Z8R4PLWY5ckt1TZbWs9SEWO9c1uEw/s320/DSCF0007.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7E2xEL_QVOSRCzwi_J_66lEmG2PhAlb3JeQE3cWdtN1eh9wPogLAkE1rlbZsNIatxqSRcNFGqBeTWg1NVQkiAPATlKYTpB8b73zEfG5q_N_3-IBOCy9I9-hOKhCGIaCS92jIO/s1600/DSCF0009.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7E2xEL_QVOSRCzwi_J_66lEmG2PhAlb3JeQE3cWdtN1eh9wPogLAkE1rlbZsNIatxqSRcNFGqBeTWg1NVQkiAPATlKYTpB8b73zEfG5q_N_3-IBOCy9I9-hOKhCGIaCS92jIO/s320/DSCF0009.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja94mx7Pw8YrpVR0vuOSSUd87K8Ee_QbJY9NVOuBgQlh0TWtC6_2KAeBWVHCDGERAyOIBILcA1BO24dCtp0vzRLV3LmJlkt68_MvlqZD0l25d1l3eLnDQaMbgf61cpt6GV80oX/s1600/DSCF0011.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja94mx7Pw8YrpVR0vuOSSUd87K8Ee_QbJY9NVOuBgQlh0TWtC6_2KAeBWVHCDGERAyOIBILcA1BO24dCtp0vzRLV3LmJlkt68_MvlqZD0l25d1l3eLnDQaMbgf61cpt6GV80oX/s320/DSCF0011.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDFIOb1sG0cNVhEpxfW-XoIlUGHoXYjOkVobp0S1KZEzb62Uiri3SCHDFkHWEBVqx7FvYBHo7SfPGRtrpE0jkaNpzZrjoniKQjdISV4Xjh-92eZZaLC6xWe-DUf3Ktyftx5imA/s1600/DSCF0013.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDFIOb1sG0cNVhEpxfW-XoIlUGHoXYjOkVobp0S1KZEzb62Uiri3SCHDFkHWEBVqx7FvYBHo7SfPGRtrpE0jkaNpzZrjoniKQjdISV4Xjh-92eZZaLC6xWe-DUf3Ktyftx5imA/s320/DSCF0013.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvpDZM3tUyjVYy4jMEGpkk_JtXEpwTqGQtYf9S2bLBY_6dwW0DXFQsog_PZVf0xhGGaddBKnJqN-fyDXGKjrgdc6c5jhjx0t9UN2kCzIVMxAazqfh0osGMOuFefmjdTWluGaai/s1600/DSCF0014.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvpDZM3tUyjVYy4jMEGpkk_JtXEpwTqGQtYf9S2bLBY_6dwW0DXFQsog_PZVf0xhGGaddBKnJqN-fyDXGKjrgdc6c5jhjx0t9UN2kCzIVMxAazqfh0osGMOuFefmjdTWluGaai/s320/DSCF0014.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVaGQr7gK8XNly6uXSpgUj43l96Mp8gurEegvheYREoKUr6LFtwjUjDwRm6_E9YvDw2lW8HdwsJ6Y47DNmAgaNWCdqya1VghXnSi7sZzPUWs_OJnkNMOxmYkajSvKvSP1zc_nE/s1600/DSCF0016.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVaGQr7gK8XNly6uXSpgUj43l96Mp8gurEegvheYREoKUr6LFtwjUjDwRm6_E9YvDw2lW8HdwsJ6Y47DNmAgaNWCdqya1VghXnSi7sZzPUWs_OJnkNMOxmYkajSvKvSP1zc_nE/s320/DSCF0016.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirouyYlX4Ua9vQ3CSlhQ5pfupJivx5tUgBYT9paFJu9aVDTAbqwke9-yoHufPf5hQw4WpTylW1j2JBDEG1ipDP7OQNrPQpPMlLEFEo_fgxEH1i3N6hluLB1rNvj1xqRcPg8q2I/s1600/DSCF0018.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirouyYlX4Ua9vQ3CSlhQ5pfupJivx5tUgBYT9paFJu9aVDTAbqwke9-yoHufPf5hQw4WpTylW1j2JBDEG1ipDP7OQNrPQpPMlLEFEo_fgxEH1i3N6hluLB1rNvj1xqRcPg8q2I/s320/DSCF0018.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6TSihomf1cy50qLzmKdEqAK6whmKKFIVB0Hxy-Hv2nWq-PmUK2_jUrIrEoh6Pc9qk2L1M7WIxLaR3EVnoPyL9gQv9Odss5QkE1c2o2Y29q0ntGtSEpOy5RNy790iegCciHstL/s1600/DSCF0023.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6TSihomf1cy50qLzmKdEqAK6whmKKFIVB0Hxy-Hv2nWq-PmUK2_jUrIrEoh6Pc9qk2L1M7WIxLaR3EVnoPyL9gQv9Odss5QkE1c2o2Y29q0ntGtSEpOy5RNy790iegCciHstL/s320/DSCF0023.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-xscWXagtmMSKnW_T7TWu7D2X-x_Q3f6XXqjguCibrcQV9s-j9Xpz4LKBF5JP4RIS-XB6VS8MQ3PQH4vjBT5i1Dg_B9kFcNhNKVWxBFAkRF27dU3pdK-Jn2VPwxYrHd5LGpwK/s1600/DSCF0025.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-xscWXagtmMSKnW_T7TWu7D2X-x_Q3f6XXqjguCibrcQV9s-j9Xpz4LKBF5JP4RIS-XB6VS8MQ3PQH4vjBT5i1Dg_B9kFcNhNKVWxBFAkRF27dU3pdK-Jn2VPwxYrHd5LGpwK/s320/DSCF0025.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_wTVKprs-VTawUnF1X6wQ9KFuq2ibzDkgRVz1lp_GK0yH4JlOhMTGHou7hNReTocl7o8m7ngbVeSjF60epi2YuFHOLtBkE2hgo2LkapZ-y2MA6a27EWPw7CVyMC3KVfZs5Qfe/s1600/DSCF0026.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_wTVKprs-VTawUnF1X6wQ9KFuq2ibzDkgRVz1lp_GK0yH4JlOhMTGHou7hNReTocl7o8m7ngbVeSjF60epi2YuFHOLtBkE2hgo2LkapZ-y2MA6a27EWPw7CVyMC3KVfZs5Qfe/s320/DSCF0026.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiu27wZP_0ztdgUxMkiHlYSiYiAieS0XORiRyAaZbgKiSDHmQDaF6HBoO2fV_0n1QpfgwoVsOypPAQuZNwuT3pSIuXxVh-ea4yvZpAyAzwKfFtuiXThYM7Ncd50BcVkG6awEd-/s1600/DSCF0027.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiu27wZP_0ztdgUxMkiHlYSiYiAieS0XORiRyAaZbgKiSDHmQDaF6HBoO2fV_0n1QpfgwoVsOypPAQuZNwuT3pSIuXxVh-ea4yvZpAyAzwKfFtuiXThYM7Ncd50BcVkG6awEd-/s320/DSCF0027.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK6yZ-46ETf81l2_rH5RT5QvzbZq5DUq42SNJdRyMxYpSBRiDtpgPMyb_PC3_mQt6XNv8wopNtLsXWSGYB7vkiE8cuWivT0mTtj3CtLOP0NzeaxxoCTJu39Qrq2l5hwB0Ny2kz/s1600/DSCF0030.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK6yZ-46ETf81l2_rH5RT5QvzbZq5DUq42SNJdRyMxYpSBRiDtpgPMyb_PC3_mQt6XNv8wopNtLsXWSGYB7vkiE8cuWivT0mTtj3CtLOP0NzeaxxoCTJu39Qrq2l5hwB0Ny2kz/s320/DSCF0030.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3eEFO23l6PskHa4CEPXTHqpmFVEt37ldNUrMp2JPJnfe63HjOonWL4OzHNdvz6YAkVZ4PB7yQ63lKYs80-j5TRJSYuG-u8n16SQlWNn62n61YfdBASPy_jwzZ-0o7TRdTzr9j/s1600/DSCF0033.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3eEFO23l6PskHa4CEPXTHqpmFVEt37ldNUrMp2JPJnfe63HjOonWL4OzHNdvz6YAkVZ4PB7yQ63lKYs80-j5TRJSYuG-u8n16SQlWNn62n61YfdBASPy_jwzZ-0o7TRdTzr9j/s320/DSCF0033.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2MBcRKvT3j9E2iiVUmK_TSoHwg6BN2hP8HaS7TpE-XCaFLI0kl48w4eRuHEy5FUPETapwMuRagxZ9fez2KrwvzJMNMcykNkm74kpNEz9wFdmm9F1Ws9P6C8s08me0EPhipiX5/s1600/DSCF0034.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2MBcRKvT3j9E2iiVUmK_TSoHwg6BN2hP8HaS7TpE-XCaFLI0kl48w4eRuHEy5FUPETapwMuRagxZ9fez2KrwvzJMNMcykNkm74kpNEz9wFdmm9F1Ws9P6C8s08me0EPhipiX5/s320/DSCF0034.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgknWdlj1oEPK8Tib766aLaxND9meEw1K4NOqoDLCinoBFzqVCLIa-HqsrxTUHlD51lcvdoDWsGr3ggqF42OLkD8kyTYTDoBkPVayLT_PgrfuPGRtay45ZZxIsqhcQrIXC6ITZv/s1600/DSCF0037.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgknWdlj1oEPK8Tib766aLaxND9meEw1K4NOqoDLCinoBFzqVCLIa-HqsrxTUHlD51lcvdoDWsGr3ggqF42OLkD8kyTYTDoBkPVayLT_PgrfuPGRtay45ZZxIsqhcQrIXC6ITZv/s320/DSCF0037.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeuwsh4DPZK38EOOkC76qHo9l0I1KGc701DlczFvTE60iBwjGpS79cXP1GUjRa3iof-5bOIElHS7534syv4q7zmSRnEMdK_JU8kwYqjsYI_v_E_QHhI2XF_HOaQPuGDRpemrMV/s1600/DSCF0038.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeuwsh4DPZK38EOOkC76qHo9l0I1KGc701DlczFvTE60iBwjGpS79cXP1GUjRa3iof-5bOIElHS7534syv4q7zmSRnEMdK_JU8kwYqjsYI_v_E_QHhI2XF_HOaQPuGDRpemrMV/s320/DSCF0038.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKbpLUAWzuyUpwmtDKqOPd4TbiEaQUMvFKMojAIWrIhamYDcV17cVD4m_cyoyFOYrIuveWlLk6yhy2rFDGbg-jlS8uH5ppk9fz2evEZmnAOT0mv5wGLd9XMTHa3YlFi_7GJLcx/s1600/DSCF0040.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKbpLUAWzuyUpwmtDKqOPd4TbiEaQUMvFKMojAIWrIhamYDcV17cVD4m_cyoyFOYrIuveWlLk6yhy2rFDGbg-jlS8uH5ppk9fz2evEZmnAOT0mv5wGLd9XMTHa3YlFi_7GJLcx/s320/DSCF0040.jpg" /></a></div>
Rüzgar bizi yine yollara düşürdü ve yepyeni bir eve doğru itekledi. Eski evimizden 6km daha geriye, Urla'ya doğru, zeytinliklerin arasında bahçeli bir ev nasip oldu bize. Ve ben de evimizin civarındakileri bugün keşfettim coşkuyla. Doğa herzaman insanı özüne yakınlaştırıyor...hele de yalnız başına içine kendini bırakırsan..."Hoşgeldin" dedi bugün bana altında oturduğum ulu zeytin ağacı..."hoşbuldum".Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-13805700001713292232013-12-09T17:56:00.002+02:002013-12-09T17:56:11.997+02:00Facebook çıktı mertlik bozulduNe kadar uzun zamandır uğramamışım bloğuma. Fark ettim ki, işten güçten arta kalan zamanların bir kısmını, gereksiz yere facebookta geçirirken, uzak kalmışım yazmaktan ve okumaktan. Oysa yazmak en değerli "an" larımdan biriydi eskinden. Beni bana geri getiren, içime döndüren ve kendimi anlamama yardım eden. Bloğum, hem içime hem de dışıma açılan bir pencereydi, kapatılmış pancurlarının tozunu bugün almaya başladığım. Zamanı gelir belki açılır yine pancurlar ve içinden kedi dolu hikayeler taşar dışarı...kimbilir:)
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjCIo-_GzteqMHges9tfmlA304QC72xAoWbqyXQ6DUCglT_rquG517HxYSrZ6DgyHY1uOKhjOwT0ZFgMnalaupaT8wwFfuCj0ktvcvtG-S00gjJfwHKK8mQ5oezCX1axFfjZSV/s1600/1459097_10151775441036820_91223447_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjCIo-_GzteqMHges9tfmlA304QC72xAoWbqyXQ6DUCglT_rquG517HxYSrZ6DgyHY1uOKhjOwT0ZFgMnalaupaT8wwFfuCj0ktvcvtG-S00gjJfwHKK8mQ5oezCX1axFfjZSV/s400/1459097_10151775441036820_91223447_n.jpg" /></a></div>
İkea köşe kedisinden sevgiyle:)Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-81291758108980202822013-08-16T19:12:00.003+03:002013-08-16T19:29:29.667+03:00Yolcu...
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkVCmEf37E9B-Pr0cqNqGJBhAjNhv2d_Kz0MGVq1bhueM4xoTp-SLy15aSfFvHuGIJN4s3hg73A4SZp-mfu4aTQq2XpE9kIdy7eBs0qymzDk1tK4667Wq13rfaTQpQB2MxOOtk/s1600/1002902_10151555690751820_2030753898_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkVCmEf37E9B-Pr0cqNqGJBhAjNhv2d_Kz0MGVq1bhueM4xoTp-SLy15aSfFvHuGIJN4s3hg73A4SZp-mfu4aTQq2XpE9kIdy7eBs0qymzDk1tK4667Wq13rfaTQpQB2MxOOtk/s320/1002902_10151555690751820_2030753898_n.jpg" /></a></div>
Hani bazı günler, kafanın içinde yorulduğun bir an gelir de, sessize oturursun bir köşeye. O köşe ister oturma odandaki bir koltuğun köşesi olsun, ister balkonundan ufka açılan bir köşe, farketmez. Önemli olan oturmaktır orada sessizce. Ve yaşamın tüm hallerini gözlemlemek. Önce kendinle başlarsın, halden hale akan duyguların ve düşüncelerin arasında, sessizce kalırsın, ve gözlemlersin. Sonra belki çevrendekilere bakarsın. Evinin içinde unutup da hatırladığın şeylere, kitaplara, resimlere, objelere, ve daha önce hiç görmemiş olduğun detaylara.
Eğer evden dışarı açılırsa köşen, örneğin balkonunun köşesine kondurduğun bir kanapenin ucunda oturuyorsan sessizce, o zaman genişler penceren. Ufuklara kadar giden bir yaşam akışının içinden, önce başlarsın bakmaya yakınındakilere, örneğin hepsi ayrı bir karakter olan kedilerinin hallerine. Sonra kayar gözlerin uzaklara, ağaçlara ve bitkilere, kan gibi akan otoban üstündeki trafiğe, dağlara ve kıyısındaki evlere, denize ve denizin ötesindekilere. Gözlerin gelip giderken yakından uzağa ve uzaktan yakına, birden alışıla gelmemiş bir şey dikkatini çeler. Önce anlamlandıramazsın ne olduğunu. Çünkü yabancıdır varlığı. Akışın tersinedir gidişatı yada da duruşu. Akşam trafiğinin en yoğun olduğu saatlerde, vızır vızır akan Izmir-Çeşme otobanında, bir de bakmışsın, sağ şeritten yavaş adımlarla yürüyen bir sırt çantalı gitmektedir. Onun sırt çantasıyla yürüyen bir adam oluğunu anlaman epey zaman alır. Oraya ait olmayan bir varlık olduğu için, onu bir yaratık, canavar, uzaylı ya da robot zannetmen pek mümkündür. Onun bir insan olduğunu anladığında ise, "deli" dersin içinden. "Ya ezilirse?" Sonra sakinleşip yargılama dürtünü terk ettiğinde, dikkatle incelersin gideni. Uzun boylu, ve kendinden uzun sırt çantası ile, sakin ve ritmik adımlarla yürümekte olan bir adam. Ne zamandır yürümektedir acaba? Ve nereye gitmektedir? Otobanın hangi çıkışından çıkacaktır kimbilir. Ama o, tüm bu sorulardan bağımsız, hızla giden arabaların arasından, istifini bozmandan yola devam etmektedir. Belki de onu, otabana bakan evlerden, sadece ben görmüşümdür. Ya da belki, öyle biri hiç yoktur ve herşey hayal ürünümdür.
Gerçek her ne ise, sonuçta "o" dur beni buraya getirip bu satırları yazdıran. "O" dur sessizce oturmamın bana bugünkü armağanı ve belki de nedeni. Ve "o" dur, herkesin gitmediği yoldan gidenlerin, yanlarında herzaman bir farkındaklık hediyesi taşıdıklarını, bana hatırlatan...
Sevgili yolcu, her kimsen bu satırları okuman dileğiyle...
Fu Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-19204770.post-10112233358963393912013-07-30T00:14:00.002+03:002013-07-30T00:14:35.295+03:00Cat eye<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGCGFRpsroro5hdLPxaItpCVHXlgHL9_NQq2FH1FxnRNr_0abyGE1QLvWVK8DN1hHLe6LSsVg0gjg91r5tdERseqkg9GvlsiBbRUVbBievS_5ioZPaeJIx2fv9V-5dfhUz4V2q/s1600/zu%CC%88mmanzara.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGCGFRpsroro5hdLPxaItpCVHXlgHL9_NQq2FH1FxnRNr_0abyGE1QLvWVK8DN1hHLe6LSsVg0gjg91r5tdERseqkg9GvlsiBbRUVbBievS_5ioZPaeJIx2fv9V-5dfhUz4V2q/s400/zu%CC%88mmanzara.jpg" /></a></div>
Bir kedi baktı ufuklara, bizim göremediğimizi duydu, duyamadığımızı gördü, bilemediklerimizi anladı...Fuliyamahttp://www.blogger.com/profile/01458982866602226280noreply@blogger.com1