Hellen Keller'in ismini duymuşmuydunuz hiç? Bebekken geçirdiği bir hastalık sonucu kör, sağır ve dilsiz kalan, ama herşeye rağmen bir pedagog olmayı başarmış, o muhteşem kadın. Sadece tenin duyumları ile algılanan ve yaşanan bir hayat. Bazen kendimi buna çok yakın bir varoluşta hissediyorum. Ve şu an içinde yaşadığımız bu dünyada, bu şekilde yaşamak, her gün daha da zor ve acı verici geliyor bana. Her insanın ağır basan bir duyusu var. Kimisi daha görsel, kimisi daha işitsel, kimisi de benim gibi daha dokunsal. Hiçbiri bir diğerinden daha üstün ve özel değil. Peki ne demek dünyayı dokunsal ağırlıklı algılamak ve yaşamak? Bir ortama girdiğinde, o ortamdaki görünen ya da görünmeyen herşeyi ilk önce bedeninde hissetmek demek. Titreşimleri, akımları, mekanın ayak tabanlarının aracılığı ile bedenine dokunuşunu, ve hatta diğer canlıların duygularını ve düşüncelerini bedeninde hissetmek demek. Diğer insanları mimiklerinden, hareketlerinden, duruşlarından algılamak demek. Onlarla iletişime...
Yorumlar
ona baska bir araba carpmadan onu son yolculuguna goturecek bir cift eli beklemisti,sicak sevgi dolu eli,ve ardinda onu ruzgrali tepeye goturecek 4 yoldasi..
belki bugun izmirden uzak o uzak koya gitmemizin nedeni sadece tatli serce kusuydu..ona son yolculuguna ugurlamak..
gozlerim su anda dolu..
serce kusu anisina..
bilge
Bir araya geldik denizin sevildiğini hissedişinde. Bir araya geldik sonsuzluğu duyarcasına. Dinledik içimizi, göz göze kurduk düşlerimizi. Bir araya geldik baktık uzaklara. Gülümsemelerimizi birbirimize verdik. Bir köpeğin başını okşadık. Ana güzel bir yansıma bıraktı gök. Yine görüşürüz dedi kalbimiz. Suskunluğumuz arabamıza binerken hayranlığımıza kapıları açtı. Yol aldı dönüşümüz. Bir gece olacaktık birlikte günün birinde. Kardeşliğimize söz verdik. Güzel bir gündü diye kapandı gözlerimiz. Teşekkür ettik birbirimize. Dağıldık pencerelerimize. Kayaları denizle baş başa bıraktık. Bizi beklediklerini biliyoruz. Hayat ne güzel gecenin içinde.
Bugün küçük bir kuş ölmüştü avuçlarımızda. Onu rüzgarın şarkısına gömmüştük. Yumuşacıktı tüyleri. Ölüm onu yüreklerimize yakınlaştırmıştı. Esintinin araladığı kanatçıklarında hissettik renklerinin sıcaklığını. Uçmak miras kalmıştı yokluğuna. Sanki gök avuçlarımızdaydı. Gözlerimiz doldu yaşamın uğurlanışında. Küçücük bedeninden geçti şehirler. Başını yasladı geceme. Bir dua salıverdim sevgiyle göklere.