Kayıtlar

Mart, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tren yolculuğu...

"Doğduğumuz andan ölene kadar hayatımız sürekli bir yolculuktur. Manzara değişir, insanlar değişir, ihtiyaçlar değişir ama tren hep ileri gider. Hayar bir trendir, tren istasyonu değil... Dünya aynı anda hem yaratılmakta hem de yok olmaktadır. Bir vakitler karşılaşmış olduğun insanlar yeniden zuhur edecek, gitmesine göz yumdukların geri dönecektir." demiş P.Coelho son kitabı Elif'te. Hayat denen yolculuktan zevk almak için onun sadece bir yolculuk olduğunu hatırlamamız yeterli belki de. Şu sıralar yeni görevler peşinde koştururken ve zihnim durup kendine odaklanmayı özlerken, bu satırları okumuş olmam kendi hayat trenimin penceresinden farklı gözlerle bakmaya itti beni. Ve yolculuğun sadece kendimden kendime olduğunu hatırlattı bir kez daha.

Cunda, Ayvalık, Kedişler, Köpişler ve diğerleri...

Resim
Cunda'daki sevimli antikacı Kaldığımız butik otelin diğer binasının önündeki dökme küp ve muhteşem tavan süslemesi Akşam öylesine konuk olduğumuz minik şarap evi ve şöminesi Meşhur cunda kasabı köpişi Otelimizin avlusundaki Yaman ve Misket Ayvalık'taki gizli bir bahçe ve sokaklarda bize poz verenler Ayvalık sokaklarında bir film seti ve tarihe yolculuk Geçtiğimiz haftasonu bir grup arkadaşımızla Ayvalık ve Cunda gezisi yaptık. Her köşesinde garip bir sakinlik ve hatta zamanın durma hissi hakimdi. Başka bir boyuta gidip gelmişcesine, "an" da kalabilmenin keyfini çıkardık. İşte o anlardan gözüme çarpanlar....