Kayıtlar

Kasım, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Arkana Bakma

Resim
  Gün gelir, bir eşik atlama anının daha,  önünde bekler durur insan. Bazen kısa, bazen bir ömür sürecek kadar uzun bir andır bu. Ve bu eşiği geçmenin tek bir koşulu vardır.  Arkana bakmamak . Sadece bu şekilde, bir boyuttan diğerine geçir yapılır. Bir idrakten diğerine...Bir varoluştan diğerine...Ve bu, insan için hiç de kolay bir iş değildir. Zira sadece kendi çocukluğunu değil, atalarının çocukluğunu da taşır sırtında. Geçmişin düğümlerini çözebilmek uğruna. Oysa unutmuştur ki düğümü çözebilmenin tek yolu, arkana bakmadan yola devam edebilmektir. Arkana bakmamak, geçmişi yok saymak değildir. Onun önünde saygıyla eğilip, öğretilerini kalbine mühürleyip, yüzünü önüne, şimdiki ana, ve onun içinde saklı olan geleceğe çevirmektir. Kolay olmayan bu yolda, bazen tanıdık bir rüzgar eşlik eder insana ve onu hafifçe eşiğin diğer tarafına doğru iter. Bazense insan, türlü badirelerden geçip eşiği atlamaya hazır hale gelir ve kendi cesaretiyle atlar eşikten. Ama eninde sonunda bunu yapabilmesini

Tüm “sıradan” insanlara...

Resim
  Kimi insan vardır, içindeki cevherin ne zaman ve kime görünür olacağı kestirilemez. Böyle bir insan, kimseyi zorlamaz. Görünür olmak için çabalamaz asla. Hiçbir beklentiye girmez de. Sadece sıradan görüntüsünün altında, olduğu gibi olmaya devam eder sakince. Şefkatini baki tutar içinde. Konuşmaktansa, dinlemeyi, anlatmaktansa anlamayı tercih eder çoğu zaman. Ve bir gün, beklenmeyen, ama tam da olması gereken bir anda, sadece bakmasını bilene, görünür onun hakikati. Ta ki sıradanlığın perdesinin ardına, yeniden gömülene dek. Okyanusta batıp çıkan dalgalar gibi, bir görünür olur, bir görünmez. Bakana göre değişen ve sürekli akışta olan bir ritim saklıdır varlığında. Yine de özünde, şaşmayan, değişmeyen ve köklenmiş bir güç bulunur öteden beri taşıdığı. Böylece, zamanı geldiğinde, bu güç, ışık tutar kaybolanlara. Yanıp sönen bir deniz feneri misali... Hayatımdaki tüm “sıradan” insanlara...

Fu (Japonca Rüzgar)

Resim
                                                                                                           Uzak diyarlardan masallar getirir rüzgar. Hiç tanımadığın, bilmediğin insanlara dokunup gelmiştir buraya. Onların tenlerini bana aktarır adeta. Yüzlerini hiç görmesem de, isimlerini hiç bilmesem de, benden önce onlara dokunmuştur. Benden sonra, başkalarına. Belki de bu yüzden çok severim rüzgarı. Varoluşla bağımı tensel olarak koruduğu için. Yine de, sadece tenime değil, tüm duyularıma dokunur rüzgar. Hiç göremeyeceğim diyarlardan kokular getirir bana. Hafızamda görüntüye dönüşen anıları canlandırır bir dokunuşla. Bir de sesi vardır ki, tüm mırıldanmaları, haykırışları, kahkahaları ve kimsenin duymadığı o sonsuz iç sesleri; yani var oluşun yaratımda olduğu tüm o anları, içinde biriktirip fısıldar tüm dünyaya. Tam bir gezgindir rüzgar. Heybesinde hep bir önce geçtiği yerlerin hediyelerini barındıran. Gördüklerini, duyduklarını, kokladıklarını, tattıklarını ve tüm bildiklerini başka