Güneş ve yağmur karışımı bir gökkuşağının altında oturmuş, eskilerin tozunu alıyorum. Çalışma odamda, niye sakladığımı unuttuğum ıvır zıvırları düzenlerken sadece kütüphanemin raflarına değil, beynimin kıvrımlarına da ağır yük yapan geçmişten bugüne birikmişleri temizliyorum. Saygıyla önlerinde eğilip, çoşkuyla atıyorum hepsini. Kimisi gülümsetiyor, kimisi hüzünlendiriyor, ve hepsi onları yaşadığım andaki hisleri yeninden yaşatıyor bana. Ama ben, eninde sonunda geri dönüyorum ana, dönecek yerim yok ki başka:) Bugün İzmir kararsız, güneş mi? yağmur mu?, arasında. Her kararsızlığın bir sürprizi var sa, bugünün ki de kendimle kalmak başbaşa. Feridyenim kendi odasında çalışmakta, arada bir yanıma gelip bana sarılmakta. Ben ise çoktan dalmışım içimdeki semaya bizi buluşturan Frida Kahlo'nun müzikleri eşliğinde bakıyorum 3 sene önce başlayıp, henüz bitirmediğim akrilik bir tabloya. Bitirmek yarına nasip olsun diyor içimden bir ses, ve ben 3 sayısını niye bu kadar sevdiğimi merak ederken...