Eskilerden 3

Zamanın unutulup, mekanların birbirine karıştığı bir yerde koşarken, kolunun altına sıkıştırtığı kağıttan birkaç harf döküldü yere. O kadar hafiflerdi ki, oluşturduğu sözcükleri terk edip, yerde para arayan birinin onlara yeni anlamlar vermesini beklercesine, sessizce savruldular etrafa. Kendisini beklemeyen otobüsün, başka bekleyenleri tatmin etmek için hızla uzaklaşmasını ve egzoz dumanından hayaletler yaratmasını, isteksizce izlemek zorunda kaldı nefesinden başka söyleyecek sözü kalmamış kız. Rüzgarın insanlarla oyun oynamaya başlayıp sinirlerini ve duygularını altüst ettiği bir anda, üzerlerinde ayak izleri oluşmuş harfler kıpırdandılar sabırsızca. Birkaçı, sürüden ayrılan kara koyunlar gibi başka ayakların altına sürüklendiler. Eskiden ait oldukları yazıyı özleyen diğerleri ise, ait oldukları eski anlamları tekrar yaratmak isteyip, sıra sıra dizildiler kaldırımın üstüne. Ama anlamsızlığa yenik düştüklerini görünce, grileşmeye başlayan gökyüzünden başka bakacak hiçbirşeyi kalmamış, derin bir kuyunun dibindeki öksüzler gibi hissettiler kendilerini. Durakta zamanın yeninden akmasını bekleyen kız da aynı gökyüzüne bakıp, gözlerine damlayan yağmur damlalarını hissedinceye kadar hayallere daldı. Hızlanan adımlar etrafa yayıldı. Sivri topuklu kırmızı bir çizme, zavallı ünlem işaretinin kalbine saplansa da, bütün gününü şaşırıp ağlayarak geçirmiş olan ünlem bağıracak gücü bulamadı kendinde.Onun bu sessizliği, yolda düşürdüğü yazgısını henüz aramaya başlamamış kızın duygularını kıpraştırdı son bir kez..

21.10.1999

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sarı Gagalı Siyah Kuş

Fu (Japonca Rüzgar)

Karadeniz, Yente Yaylası ve diğerleri...