Bir Dolunayın Mesajı
Gecenin bir yarısı, gökyüzünde dolunay, kalbimde ise ansızın geliveren karşı konulmaz bir arzu. Koltukta oturan eşimin yanına gidip eline saç fırçamı veriyorum. Önünde diz çöküp dizlerine sırtımı yaslıyorum ve saçlarımı taramasını istiyorum. Şaşırsa da sakince kabul ediyor ve başlıyor taramaya. Fırçanın ucu saçlarıma değdikçe gözlerim kapanıyor. Her bir tarayış, her bir dokunuş, beni usulca başka "an" lara, başka diyarlara götürüyor. Önce çocukluğuma, annemin, ben ilk okula giderken saçlarımı tarayışına ve sonra da onları iki örgü halinde omuzlarıma bıraktığı o ana. Sonra anneannem beliriyor ansızın. Lepiska saçlarını kendisi tarıyor dev bir aynanın önünde. Annesi yok yanında. Birden başka bir tarih boyutunda buluyorum kendimi. Anadolu'dan geçen tüm halkların kadınlarının saçlarına dönüşüyor saçlarımın her bir teli. Her kadın bir diğerinin saçını tararken, sanki nesilden nesile aktarılıyor ve kutsanıyor kadınlık. Fırçalar dans ederken saç dalgalarında usul usul ve yumuşak...