Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ah Anadolu, ilk Aşkım

Resim
Anadolunun en çok bozkırlarını hatırlamayı severim. Ortasında yer yer bitiveren tekbaşına ağaçlarını. Gözlerini sonsuzluğa değdiren enginliğini. Ve o engiliğin içinden akan rüzgarlarını. Rüzgarların önce saçlarıma sonra burnuma taşıdığı toz zerreciklerini. Yağmur yağınca içime işleyen toprak kokusunu. Ve bu koku ile harmanlanmış kızıl çömleklerini. Testilerin içinden akan nar kırmızısı şaraplarını. Kar yağınca beyaza bürünen sessizliğini ve o sessizliğin içinden doğan sabah güneşini. Ama en çok da, o uçsuz bucaksızlığın bana kendimi minicik hissettirişini. Ve bu minicikliğin, beni ta kendi çocukluğuma taşıyışını. Ve çocukluğumun içine yuva yapmış çaresizlik hissini. Ve bu histen doğan ezgileri. Saz eşliğinde tüm kalplere dokunan türkülerini. Ve o türkülerin söylendiği yıldızlı geceleri. Bir de bakmışsın, gökyüzündeki tüm yıldızları içerecek kadar geniş bir yürek olmuşsun göz açıp kapayıncaya kadar. Ve içindeki hüzünden fışkırmış tıpkı "O"nun gibi bir sonsuzluk. Çünkü Anadolu...