Arkana Bakma
Gün gelir, bir eşik atlama anının daha, önünde bekler durur insan. Bazen kısa, bazen bir ömür sürecek kadar uzun bir andır bu. Ve bu eşiği geçmenin tek bir koşulu vardır. Arkana bakmamak . Sadece bu şekilde, bir boyuttan diğerine geçir yapılır. Bir idrakten diğerine...Bir varoluştan diğerine...Ve bu, insan için hiç de kolay bir iş değildir. Zira sadece kendi çocukluğunu değil, atalarının çocukluğunu da taşır sırtında. Geçmişin düğümlerini çözebilmek uğruna. Oysa unutmuştur ki düğümü çözebilmenin tek yolu, arkana bakmadan yola devam edebilmektir. Arkana bakmamak, geçmişi yok saymak değildir. Onun önünde saygıyla eğilip, öğretilerini kalbine mühürleyip, yüzünü önüne, şimdiki ana, ve onun içinde saklı olan geleceğe çevirmektir. Kolay olmayan bu yolda, bazen tanıdık bir rüzgar eşlik eder insana ve onu hafifçe eşiğin diğer tarafına doğru iter. Bazense insan, türlü badirelerden geçip eşiği atlamaya hazır hale gelir ve kendi cesaretiyle atlar eşikten. Ama eninde sonunda...