Eskilerden...
22-24 Mayıs 2003 Venedik
Yaşlı bir beynin birbirine bağlı hücreleri gibi, daracık sokakların kanallar üzerine ağ ördüğü dantel şehir Venedik'teyim. Güneşin taş sokakları cayır cayır parlattığı, binbir çeşit maskenin etrafa şekil şekil mimik ile baktığı, kendini sokakların gizli yönüne kaptırmış yabancıların, aheste aheste güne başladığı saatlerde, eski bir kafenin daracık bir sokağa odaklanmış penceresinde, rokalı sandwiç, limon çayı ve gelip geçenlerin durmamaksızlığı eşliğinde, düşüncelere dalıyorum.
Kırmızı boyaları aşınmış yüzyıllık evler, balkonlarından sundukları parlak çiçekleriyle, yaşlılıklarını pembe bir rujla örtbas etmeye çalışan kokana kadınlar gibi, gevezelik yapıyorlar yüz yüze. Bazıları öpüşürcesine kafa kafaya yaslanmış, sokağın bittiğini sandığın, ama hiç bitmeyen ve sürekli başka sokaklara açılan üçgenimsi sonunda. Mavi-beyaz çizgili T-shirt leri, hasır şapkaları ve siyah pantalonları ile, yanık tenlerinin altından yeşil yeşil bakan gondolcuların çapkın bakışlarını üzerimde hissederek, kanalların denizden aşırdıkları bir cereyanın saçlarımı uçuşturan serinliğinde ve parke taşlarının denge bozan egzotik ritminde, saatlerce yürüyorum....
Yaşlı bir beynin birbirine bağlı hücreleri gibi, daracık sokakların kanallar üzerine ağ ördüğü dantel şehir Venedik'teyim. Güneşin taş sokakları cayır cayır parlattığı, binbir çeşit maskenin etrafa şekil şekil mimik ile baktığı, kendini sokakların gizli yönüne kaptırmış yabancıların, aheste aheste güne başladığı saatlerde, eski bir kafenin daracık bir sokağa odaklanmış penceresinde, rokalı sandwiç, limon çayı ve gelip geçenlerin durmamaksızlığı eşliğinde, düşüncelere dalıyorum.
Kırmızı boyaları aşınmış yüzyıllık evler, balkonlarından sundukları parlak çiçekleriyle, yaşlılıklarını pembe bir rujla örtbas etmeye çalışan kokana kadınlar gibi, gevezelik yapıyorlar yüz yüze. Bazıları öpüşürcesine kafa kafaya yaslanmış, sokağın bittiğini sandığın, ama hiç bitmeyen ve sürekli başka sokaklara açılan üçgenimsi sonunda. Mavi-beyaz çizgili T-shirt leri, hasır şapkaları ve siyah pantalonları ile, yanık tenlerinin altından yeşil yeşil bakan gondolcuların çapkın bakışlarını üzerimde hissederek, kanalların denizden aşırdıkları bir cereyanın saçlarımı uçuşturan serinliğinde ve parke taşlarının denge bozan egzotik ritminde, saatlerce yürüyorum....
Foto: Hugo Cardoso, Venedik Yoluculuğumuzda
Yorumlar