Bir kafa öpücünün not defteri




Bugün hava güneşli ve serin.Cam gibi bir serinlik var.Ve aynı zamanda da temizlik. Yolda yürürken sinir uçların donuyor ama acıtmıyor canını. Burnuna çektiğin hava, ciğerlerine bir kütle halinde iniyor sanki. Havayı yutmak deyimine uyarcasına. Bölümün hemen girişindeki odama bugün 2 kedi ziyaretci geldi, birbirinden güzel ve mırnavv iki tüy yumağı. Dişi olanı epey gevezeydi, ben sevdikce miyavladı. Açtı besbelli ama benim ona verecek sevginin dışında bişeyim yoktu. Arkadaşlarımın bana taktıkları lakab geldi aklıma: Kafa Öpücü. Ne zaman bir hayvan görsem kafasını öpmek isterim çünkü. Şaka diil gerçekten dayanamam, hangi hayvan olursa olsun, çoğu kimseye en iğrenç görünenin bile kafasına dokunmak ve öpmek isterim...nasıl bir iç güdü bu bilemiyorum. Eskiden hayvanlarla ilgili bir işim vardı besbelli. Belki de hayvanların dilini konuşan bir kızılderiliydim:)


Belki de bu yüzden, vejetaryen bu kadar rahat olabildim. Çocukluğumda yerken hiç de zevk almadığım eti , belli bir bilince gelince, sanki hiç yememişcesine bırakabildim. Aklıma gelmişken işte vejetaryenlik hakkında bugün okuduğum bir yazı: http://indigodergisi.com/didem_02_16.htm


Resim: Woman and cats, Will Barnett


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sarı Gagalı Siyah Kuş

Fu (Japonca Rüzgar)

Karadeniz, Yente Yaylası ve diğerleri...