Gece 12.11 olmadan, yatağımda uykuya geçerken anlamlandıramadığım hisler ve ürpertiler sardı içimi...sanki birisi kafamı okuşuyor, düşüncelerim uyuşuyordu...her zamanki gibi korkusuz olamadım ve ışığı yakıp hislerden kurtulmaya çalıştım...sonra derin bir uyuya dalmışım..sabah uyandığımda başucu lambam hala yanıyordu...korkularımın üstüne bu sefer de gidememiştim... kendimi olanlara bu sefer de bırakamamıştım ..neden korkuyordum bu kadar...korkunun kaynağı neydi...neye güvenmiyordum..yok olmak mı rahatsız ediyordu beni? Cevap olabilecek bir alıntı karşıladı beni sabah maillerimde... We are afraid to die. To end the fear of death we must come into contact with death, not with the image which thought has created about death, but we must actually feel the state. Otherwise there is no end to fear, because the word death creates fear, and we don't even want to talk about it. Being healthy, normal, with the capacity to reason clearly, to think objectively, to observe, is it possible for u...
Yorumlar
Sevgiler
Epey uzunca bakakaldim; tipleri taniyorum.
Çok sevdim.
O 'çoraplı terlik'ten sekiz ayrı hikaye çıkar.
öperim.
tanıdığımız ama aslında tanımadığımız olmaları zaten beni etkiliyor en çok..bunun üzerine bir makale yazıyorum..bitince sana da yollayım istersen...
ben de öptüm