Kayıtsızca

Günbatımına çok az kala, hala güneşli ama serin bir hava altında, Zümrüt ile yeşil şezlongumuzda, gözlerimizi kapadık zamana. Herşey durdu içimizde. Dışımızdakiler yok oldu. O kendi zihnine ben de kendiminkine çekildik sessizce. Sakinliği davet ettik nefesimizden içeri. Bir pazar gününe yakışırcasına, sessiz ve kıpırtısız, varolduk beraberce. Etrafımızdaki tüm telaş, merak ve korkuları attık yaklaşan gecenin çukuruna. Ve ben, Zümrüt'ün bilişini izledim kendimce. Dedi ki: Zaman gelecek, dünya denen gezegenin üstünde daha nice dönüm nokaları yaşanacak elbet...zaman gelecek, hepsinin ne kadar geçici, ve sonsuzluğun içinde ne kadar minik olduğunu kavrayacağız belki...

Biz bu günü sadece var olmak için seçtik, bir ağaç gibi, kayıtsız, bütün ve çıplak...

Yorumlar

İDEA dedi ki…
minicik olan ben birden dev gibi hissediyorum kendimi bu dünyada. sığamıyorum,dar geliyor bana dünya. sonsuzluğun yolunda ilerlemek sanki sancılı bir düş gibi. ve evet zaman gelecek herşeyin ne kadar geçici olduğunu öğreneceğiz. baki olan ne ki o zaman?
Fuliyama dedi ki…
Tüm bu deneyimleri yaşayan bir parçamız, yaşamlar boyu, tekrar tekrar unutup untup hatırlayan bir kırıntımız varsa, o dur baki olan zannımca...
sevgiyle can İdeam, yaşama dar gelmek yaşamın sana bol gelmesinden çok daha tercih edilesi...
Adsız dedi ki…
kediler insana cok sey ogretiyor,muhtesem bir yazı olmus Fuliko,iste esas bunu yapabilmek gerekir..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sarı Gagalı Siyah Kuş

Fu (Japonca Rüzgar)

Karadeniz, Yente Yaylası ve diğerleri...