Mola

Kendi limitlerimi öğrendiğim bir haftanın sonuna yaklaşırken, hem bedenim hem ruhum, bana dur artık dedi. Mola vermek lazım. Herşeyi çok fazla üstlenmeye gerek yok. İşteki saçmasapanlığa cevap vermeye gerek yok. Hergün, her saniye üzerine yıkılan gereksiz işler silsilesine dur deme vakti, yoksa çökecek mekanizma. Bunun üzerine bu sabah iş yerimi arayıp bugün işe gelemeyeceğimi, yorgun olduğumu bildirdim. Bana yardımcı olmaya hazır bir iş arkadaşıma bugünki işleri onun devralmasını rica ettim. Ve şimdi çok mutlu ve huzurlu bir şekilde, iyileşmenin tadını çıkarıyorum.
İnsanın kendi ritmine geri dönmesi çok önemli. Gündelik hayatın içindeki kapitalist ritim insanın yaşam enerjisine saygı duymuyor. Bu durumda kendi enerjimize kendimiz sahip çıkmak zorundayız. Ben de bunu yapıyorum bugün. Kendi ritmimde, özlediğim evimde, sakin bir gün geçirmeye karar verdim. Koydum Earl Grey çayımı, açtım sevdiğim müzikleri, kulak veriyorum ruhumun sesine. Evde de iş yok değil tabi. Ama onları zevkle yapıyorum. Susuzluktan bithap düşmüş çiçeklerimi sularken, ağızlarını açıp kaparken benimle sessizce konuşan balıklarımı beslerken, ve balkonda asker gibi dizi dizi sırlanmış kucaklanmayı bekleyen kedişlerimi öperken, yaşamın özü bu diyorum.

Yoksa, hiçbir işe yaramayan, sırf birisinin isteği/korkusu/egosu yüzünden ortaya atılmış, "yapılması" gereken işlere enerji tüketmekten, notlarını fazlasıyla hakeden öğrencilerin durumlarını gözden geçirmek durumunda kalmaktan, plansız programsız yapılan son dakika toplantılarına koşturmaktan, mailboxumu dolup taşıran emaillere cevap vermekten yoruldum. Ve bu iş yerimdeki durum böyle devam ederse, hiç gocunmadan, üzülmeden, söylenmeden, işten ayrılmayı da kafaya koydum:) Bakalım hayırlısı diyorum. İçimdeki yol beni nereye götürürse oraya...

Bu zor zamanlarımda eşimin bana olan sabrı, desteği ve sevgisi olmasa daha da dibe vurabilirdim. Neyse ki evren bir yerden alırken diğer yerden vermesini biliyor hep.
Sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum buradan kendisine. İlginç bir şekilde, şu an bu anı daha önce yaşamışım hissiyle, güzel birgün diliyorum beni takip edenlere...
Şimdi yoga kitabıma gömülme vakti...

Sevgiyle

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Hakikaten iş yaşamı insanın enerjisini tüketiyor ama var ya, başka bir yolun geçerli olabildiğini hissediyorsan da o hisse tamamı ile güvenmek lazım. Herşeyin hayırlısı olsun. Sevgiler,
P.
Fuliyama dedi ki…
Teşekkür ederim gönülden gelen bu güzel sözlere! Sevgiyle...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sarı Gagalı Siyah Kuş

Fu (Japonca Rüzgar)

Karadeniz, Yente Yaylası ve diğerleri...