çivit
Kasım ayının ortasına doğru yol alıyoruz. Bir yöne doğru gittiğimizi zannedip aslında bilmediğimiz bir yönsüzlükte yürüyoruz. İşin hem gizemli ve zevkli kısmı bu. Hem de rahatsızlık verici kısmı, zira minik ama engin zihnimizin birşeyleri "bilmek" için bitmek tükenmeyen bir açlığı var.
Bu açlığa rağmen, erken kararmış çivit mavisi ve rüzgarlı bir gökyüzünün altında , cama yansıyan gece lambasının loş ışığında, kendimleyim. Diğer odalardaki arkadaşlar yavaş yavaş çıkıp evlerinin yoluna koyulurken, ben akşamı birkaç dakika daha uzatıp, yaşadığım günün izlerini yavaş yavaş içimdeki sessizliğe dönüştürüyorum. Sonsuz yollarda akıp giden arabaların arasına karışmadan önce, bir karınca gibi ezberlediğim ve benimsediğim yolumdan, şaşma egsersizleri yapmaktayım.
Dün öğredim ki karıncalar diğer arkadaşlarının bıraktığı kokuyu izleyerek kilometrelerce yol aşıp yuvalarına yiyecek götürürleşmiş. Onların yol bulma yöntemi koku. Bizimkisi zihin.
Belki de, biz de arada yolumuzu başka duyularımızla bulmayı denesek, bulunacak bir yol olmadığını keşfedeceğiz....
Evimizi istila eden, beni hem sevindirip hem rahatsız eden karınca sürüsüne itafen dökülmüş bir iç kırıntısı...
Dün öğredim ki karıncalar diğer arkadaşlarının bıraktığı kokuyu izleyerek kilometrelerce yol aşıp yuvalarına yiyecek götürürleşmiş. Onların yol bulma yöntemi koku. Bizimkisi zihin.
Belki de, biz de arada yolumuzu başka duyularımızla bulmayı denesek, bulunacak bir yol olmadığını keşfedeceğiz....
Evimizi istila eden, beni hem sevindirip hem rahatsız eden karınca sürüsüne itafen dökülmüş bir iç kırıntısı...
Yorumlar
iç kırıntısına sevgilerimle:)
Usta işi bir metin.
Sevgilerimle.. Paylaşım için teşekkürler.
sevgimle! yüreğine sağlık